SÜPER LİG

Şükrü Ergün'den Fenerbahçe açıklaması

Galatasaray Basın Sözcüsü Şükrü Ergün, birçok konuda önemli açıklamalar yaptı..

Şükrü Ergün'den Fenerbahçe açıklaması
Şükrü Ergün, Trtspor'da yayınlanan Gökhan Telkenar ile İşte Goool programından Şeyda İpek Baykal'ın sorularını yanıtladı.

Ergün, Fenerbahçe'nin şampiyonluğundan, Galatasaray'ın ikincilik şansına, Yıldırım Demirören'den, Mancini ile soyunma odasından çıkarılması iddiasına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

"Bu sezon 2.'lik Galatasaray için çok önemli"

Beşiktaş ile kıyasıya bir mücadele devam ediyor. Nasıl görüyorsunuz ikincilik yarışında Galatasaray'ın şansını?
Son haftaya kaldı bildiğiniz gibi ikincilik yarışı. Bu ikincilikte çok önemli bir ikincilik bu sene. Kendimizi şanslı görüyoruz. Zaten hedefimizde kalan bütün maçları kazanmak vardı. Aynı hedefimiz devam ediyor. Biz kazandığımız müddetçe ikinciliğimizi garantileriz.

"Bize Fenerbahçe'yi sadece tebrik etmek düşer"

Fenerbahçe'nin şampiyonluğu için neler söylemek istersiniz?
Tebrik ederiz kendilerini. Başka ne söyleyeyim ki. Bir sezon geçti Fenerbahçe şampiyon oldu. Ama bu şampiyonluğun üzerine pek konuşmaya gerek yok. Sadece tebrik etmek düşer bize şampiyonu.

"Skora göre eleştiri veya skora göre övme var"

Mancini'nin oyun sistemi çok eleştirildi. Oyuncularla arasındaki ilişki çok eleştirildi zaman zaman oyuncu değişiklikleri tartışıldı. Eğer Türkiye Kupası'nın sahibi olunmasaydı, kriz büyür müydü?
Türkiye'de potansiyel olarak herkes başbakan adayı, politikacıdır hem de teknik direktördür. Dolayısıyla ne adar erkek varsa Türkiye'de herkes bir teknik direktördür. Dolayısıyla bunların Mancini'nin oyun sistemini eleştirmesi normaldir. Ama oyuncularla olan ilişkisini eleştirmelerini ben anlayamıyorum. Çünkü orada yaşamıyorlar, onu bilmiyorlar. Benim şahit olduğum, benim oyuncularla birebir yaptığım görüşmede Mancini'den övgüyle bahsediyorlar. İlişkilerinin gayet iyi olduğunu görüyorum. İkincisi başarı gelmediği zaman herkes eleştirilir. Başarı geldiği zamanda sonuna kadar eleştirilen herkes birden bire aziz ilan edilir. Skora göre eleştiri veya skora göre övme var.

"Mancini ile alınan bu sonucu başarı saymak lazım"

Baktığınız zaman iki yıl üst üste şampiyon olmuş, başarılı bir takım. Sonrasında bu sezonun başında hoca değişikliği, sonrasında yabancı bir hoca ile yola devam edildi. Eğer Fatih Terim takımın başında devam ediyor olsaydı biz bugün Galatasaray'ın şampiyonluğunu konuşur olur muydu?
Varsayımlar üzerine konuşmak, yorum yapmak benim işim değil. Ben hayatımın hiçbir evresinde varsayımlar üzerinden yorum yapmadım. Eğer böyle olsaydı diye. Öyle olmadı. Öyle olmadığı içinde sonuç böyle oldu. Öteki türlü olsaydı bunu bilebilmenin imkanı yok. Hoca değişikliği çok arzu ettiğimiz bir şey değildi ama şartlar onu gerektirdi. Sezon başladıktan belli süre sonra hocanın değişmesi, sistemi tanımayan, ülkeyi tanımayan yen bir yabancı hocanın takımın başına geçmesi, bütün bunlardan sonra takımın aldığı bu sonucu gene de başarılı kabul etmek lazım.

Mancini ile yollar ayrılacak mı?
Hayır ayrılık yok.

Devam edeceksiniz?
Eğer ondan kaynaklanan bir şey olmazsa, bizim ayrılmak gibi bir niyetimiz yok.

"Fenerbahçe'yi hoş görmek lazım eğlenceli hareketler bunlar"

Karabük maçında Fenerbahçeli oyuncuların yaptığı hareket çok tartışıldı. Mancini sahaya kağıt ile taktik gönderiyordu. Fenerbahçeli oyuncularda bu tarz bir hareketle Şampiyon Fenerbahçe yazılı kağıt çıkardılar. Sonrasında Mancini" Ben maçı izlemedim. Çok önemli değil" açıklamasını yaptı. Burak Yılmaz bununla ilgili sosyal medyadan, bir gönderme yaptı. Siz nasıl karşılıyorsunuz?
Tepki ekmesini ben anlamıyorum. İşin içinde hakaret yoksa, küfür yoksa, aşağılama yoksa bir tür eğlenceli hareketler diyeyim ben buna. Karşı tarafla takılmak amacıyla yapılan hareketleri hoş görmek lazım. Ben bunun üzerinde de durmadım. Twitter'da da aynı mealde Burak'ın da bir karşı göndermesi oldu. Küfür olacağına, kavga olacağına bunlar olsun ne kadar güzel. Bu niye tepki çekti ben anlayabilmiş değilim.

Fenerbahçeli oyuncular kendi çaplarında eğlendiler, Galatasaray ile dalga geçtiler. Onlarda kendi çaplarında eğlendiler, Galatasaray ile dalga geçtiler. Birbirimize kızmadan, hakaret etmeden dalga geçebilmek bunun bir parçası değil mi?
Biz özel hayatımızda rakip takımı tutan arkadaşlarımızla dalga geçmiyor muyuz? Birbirimize küfür etmiyoruz. Onların takımı yenildiği zaman biz galip geldiğimiz zaman ince ince dalga geçiyoruz, kızdırıyoruz. Aynı şeyi onlar bize yapıyorlar. Ama birbirimize hakaret etmiyoruz, kavgada etmiyoruz. Kafamızı gözümüzü de kırmıyoruz. Biz bunu özel hayatımızda yapabiliyoruz da, toplumda niye yapamıyoruz onu anlamıyorum.  

"Fenerbahçe ile aramızda savaş yok onlardan bize bombardıman var"  
 
DEVAMI DİĞER SAYFADA... [page_end]

"Fenerbahçe ile aramızda savaş yok onlardan bize bombardıman var" 
 
Fenerbahçe ile Galatasaray arasında bu sene daha bir fazla gerginlik olduğu göze çarpıyor. Hem yönetim hem futbolcular bazında. Bildiri savaşları yaşandı iki kulüp arasında da. Bu sene neden bu kadar gergin iki kulübün arası?

Bildiri savaşı demeyelim de, bildiri bombardımanı diyelim. Çünkü savaş için aynı seviyede aynı düzeyde cevap verilmesi lazım gelir ve bir savaş öyle çıkar. Ama bir taraf devamlı saldırır, diğer tarafta bunu pek ciddiye almaz, umursamazsa o savaş olmaz tek taraflı bildiri bombardımanı olur. Onu bir düzelteyim. Bu sene iş çığırından çıktı. Ama geçtiğimiz senelerde de bu seviyelere geldiği oldu. Niye diye sorarsanız, bunun cevabı bende yok. Kimde var onu da bilmiyorum. Bildiğim bir tek şey var, 1980'lere kadar bu böyle değildi.

"1980'li yıllardan sonra gelen yöneticiler taraftarı birbirine düşürdü"

1980'lerden sonra böyle olmasının sebepleri arasında neyi gösterebilirsiniz?
1980'lerden sonra Fenerbahçe'nin başına gelen yöneticiler, bu işi biraz daha pompalamayı, tarafları birbirine düşürmeyi, tribüne oynamayı seçtiler ve iş çığırından çıktı. Genel ana sebep olarak bunu görüyorum ben.

"Gerginlik sadece İstanbul'da oynanan derbilerde oluyor"

Süper kupa finalinde karşı karşıya gelecek iki büyük takım. Dostluk adına bir adım olabilir mi?
Gene anlamakta zorlanıyorum. Geçen sene de Süper kupada Kayseri'de hiçbir problem olmadı. Ne güm içinde iki tarafın taraftarları, ben gezdim Kayseri'de dolaştım gün içinde ne oluyor diye. Üzerlerinde formaları ile gayet güzel aynı mekanlarda oturdular, başka masada yemekler yediler, konuştular, beraber resim çektirdiler. Bu problem sanırım İstanbul'da var. Türkiye'nin diğer yerlerinde böyle kavgalı dövüşlü bir şey olmuyor. Çünkü Kayseri'de oynanan süper kupa finalinde hakikaten böyle bir şey olmadı. Bir sene bile olmadı geçen sonbaharda oynandı, yaz sonunda oynandı. Bu senede nerede oynanacağına bağlı olarak bir problem olacağını zannetmiyorum.

"Açıklama yapıyorsunuz kimseye yaranamıyorsunuz"

Basın sözcüsü olduğunuz için hep bildirilerin, açıklamaların arkasında siz varsınız. Çok zor göreviniz. Bazen çok sert açıklamalar oluyor. Tabi siz görünen tarafta olduğunuz için biraz eleştirilere maruz kalıyorsunuz. Zor bir durum mu?
Basın sözcülüğünde şunu anladım. Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranılabilen bir pozisyon bu. Bir açıklama yapıyorsunuz, rakip takım taraftarlar ve yöneticileri üzerinize saldırıyorlar. Ertesi gün başka bir açıklama yapıyorsunuz, kendi taraftarınız sizi çarmıha geriyor. İki tarafa da yaranamıyorsunuz sonucunda. Gerçekleri söylediğiniz müddetçe, içiniz rahat olduğu müddetçe çokta rahat problem değil aslında.

"Orta yolu bulmaya çalışan, munis bir insanımdır"

Eğer kavgacı bir yapı oluşturduysam istifa ederim dediniz. Kendinizi ılımlı bir insan olarak yorumlayabilir misiniz?
Beni tanıyanlar benim kavgacı bir insan olmadığımı gayet iyi bilirler. Ben hep orta yolu bulmaya çalışan, munis bir insanımdır. Bulunduğum mevki itibariyle, görevim itibariyle şahsıma söylenen hiçbir şeye cevap vermem. Eğer benim hakkımda yorum yapan kişiye saygı duymuyorsam, üzülmem. Üzülmediğim içinde dönüp bakmam, umursamam bile. Ama temsil ettiğim kurama yapılan saldırıda görevim icabı cevapsız bırakamam. Dikkat ettiğim tek şey, hiç bir polemiği başlatmamış olmak. Ama bir polemik başlatılıp, kulübüme, temsil ettiğim camiaya bir saldırı varsa onu da bizim için makul olan, uygun olan bir düzeyde cevaplamak. Dikkat ederseniz çok alt seviyeden gelen şeylere de çok cevap vermem.

"Mancini'nin beni odadan çıkarması söz konusu olabilir mi?"

Kasımpaşa mağlubiyetinden sonra futbolcularla konuşmak ve teselli etmek için soyunma odasına indiğiniz ve sonrasında Mancini ile aranızda tartışma yaşandığı ve sizi odadan çıkardığı söylendi.
Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Ne söyleyeyim bilmiyorum ki. Tamamen yalan. Söyleyecek başka bir şey bulamıyorum. Beni Lucescu ile de yemek yedirdiler. İtalya'ya da gönderiyorlar yemek yemeye, soyunma odasında da kovdurdular. Kim bilir daha başka neler yapacaklar bilmiyorum. Her şeyi yalanlamaya kalkarsam sonunda başka yapacak işim kalmaz.

"Başkan Mancini'ye 'Eldekini sat gelen para ile transfer yap' dedi"

Taraftarın merak ettiği şeyler var. Bunlardan biri de transfer. Ne kadarlık bir transfer bütçesi var Galatasaray'ın bu sezon?
Galatasaray'ın bu sene böyle büyük bir transfer bütçesi yok. Ayırmayacağını da başkan söyledi. Akıllı transferler istiyor ve Mancini'ye de söylediği benim bildiğim kadarıyla, kadrodan eksilt, sat, gelen para ile transfer yap.

Drogba gidecek mi?
Evet o gidiyor.

"Demirören'in her işini bir tarafa bırakıp oyuncu için ahkam kesmesi doğru değil"

Demirören ile Melo arasındaki el sıkışmama davası. Bunun öncesi var sanırım. Neye dayanıyor bu gerilim?
Melo'nun dönem dönem ara ara hiç tasvip edilmeyecek davranışları oluyor. Melo'nun sahada yaptığı hareketleri, oyunun dışında yaptığı hareketleri bir spor sever olarak bir spor adamı olarak takdir etmek her zaman tasdik etmek mümkün değil. Bunu bir kere kenara koyalım. Melo sahada ne yapmış olursa olsun, bir federasyon başkanının bir oyuncuyu hedef alarak, her işini bir tarafa bırakıp onun Türkiye'den gönderilmesi konusunda ahkam kesmesi, ona buna fikir vermesi. Hele hele Melo'nun yaptığından daha ağır bir şekilde sağa sola küfür eden, açıkça televizyon ekranlarından küfür ettikleri görülen futbolcular hakkında her hangi bir söz konusu yapmak bir tarafa, ceza vermeyi bile düşünmeyen, gündeme getirmeyen bir federasyon başkanının bu tür bir konuşma yapması sonucunda bunu hedef alan oyuncunun da onu protesto etme hakkı vardır.

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER