SPOR MEDYASI

Karşıyaka'ya hayal satan adam!

Reha Kapsal; genç, dinamik ve hırslı teknik direktörlerimizin başında geliyor. Ancak yeniliklere ayak uyduramaması tartışma konusu oldu.

Karşıyaka'ya hayal satan adam!

Reha Kapsal; genç, dinamik ve hırslı teknik direktörlerimizin başında geliyor. Çalışkanlığı ise, "her eve lazım" cinsinden, enerjisi hiç tükenmiyor. Antrenörlük kariyeri başladığı günden beri sürekli değişmeyen tercihleri, değişimlere ayak uyduramaması, kendini yenileyememesi hep tartışma konusu oldu.  
 
 
Bu sezon Karşıyaka'nın dümenine ikinci kez geçtiğinde, "Beni bilen bilir. Bu sezon olacak" sözleriyle, yine boyunu aşan beyanatlar vermekten çekinmedi. Futbol sahada oynanır ve sonuçlara göre değerlendirilir. Tribünlere de oynamak gerekiyor ancak tribünlerle oynamamak kaydıyla!  
 
İlk yol ayrımında federasyona gitmesi ve onun yüzünden takımın transfer yapamama riski ile karşı karşıya kalması bile taraftar nezdinde reytingini düşürmedi. Karşılıklı sevgi saygının en güzel örneklerini sergilemeye devam ediyorlar! İkinci seferinde, taraftar kozunu öyle bir kullandı ki; duyduklarımız bizi yine haklı çıkardı.  
 
Her şey iyi güzelde çekirge bir sıçrar, iki sıçrar. Karşıyaka için bu sezon çok önemli. İzmir'in 35,5'u 100'ler kulübüne "tam üye" olmaya hazırlanan Kaf-Sin-Kaf'ta, dümende Kapsal'la işler istenildiği gibi gitmiyor. Çünkü lafla peynir gemisi yürümüyor. Tüm imkanlarını seferber eden yeşil kırmızılılar, Bank Asya 1. Liginin ilk maçında taraftarıyla şov yapacak, kağıt üzerindeki transfer şampiyonluğunu, sahaya taşıyacaktı. Yeşil kırmızılıların ilk üç hafta maçlarını İzmir'de oynanacak olması ayrı bir avantajdı.  
 
Ancak hesapta olmayan kayıplar Kapsal'ın egolarıyla birleşince, koca camianın hayalleri alabora oldu. Reha Kapsal'da, bir öz eleştiri yapıp "artık satmayan hayallerini" gözden geçirse iyi olur.  
 
Karşıyaka takımı; saha içi mücadeleden tutunda, oyun formatına kadar ne oynadığını bilmiyor, sıradan bir takım görüntüsü veriyor. Skor olarak geriye düştüğü hiçbir müsabakayı çevirmeye mecali yok, doğru düzgün bir atak bile gerçekleştiremiyor. Kanatları çalışmayan, top tutamayan, ayağa pas yaparak oyun kuramayan ama en önemlisi duran topları kullanmayan ancak her duran topta kalesinde tehlike yaşayan bir takım nasıl şampiyon olacak! Kamp döneminde, leblebi gibi gol atan takım nerede? Bunun adı hayal satmak değil de, ya nedir?  
 
Müsabakaları herkes gibi kenardan seyrediyor, müsabakaların sonunda minareye kılıf arıyor. Kadroyu "rakibe ve oyunun gidişatına" göre şekillendireceğim diye takımı yaz boz tahtasına çevirmesi ayrı bir komedi. Adına da "rakibe göre tercih" diyor. Oyuna yaptığı her hamle, takımın dengesini daha da bozuyor. Sen hiç istikrar nedir bilmez misin hocam?  
 
Sürekli sil baştan kadro kurmaktan şikayet edip, yaptıklarınla kendi kendini tekzip etmekten yorulmadın mı? Oyun kenarında, oyuncularına yaptığın el kol hareketleri ile onları baskı altında tutmana, tutmak istemene hiç girmiyorum. Bir hafta boyunca gece gündüz beraber olup ezberletemediğin taktiği, 90 dakikada yedek kulübesinin önünden verip, takımı oradan yönetebilir misin?  
 
Hiç medyada kendisinden fazla yer aldığı için futbolcusuna tepki gösteren teknik direktör olur mu? Kaybettiğinde sürekli olarak bir kısım taraftarlar! deyimini kullanan bir teknik ekip ile Kaf-Kaf'ın başarılı olma şansı var mı? Niye sadece bir kısım taraftar, kalan diğer kısma ne oldu?  
 
Bu kısımlar nerede ayrılıyor, nerede birleşiyor? "Herşeyi ben biliyorum" havası ile takım eriyip giderken, 483 gün sonar tekrar başına geçtiğin takımın, bıraktığın dönemden ne farkı var? Nerede yapılan transferler, alternatifli oluşturulan 100. yıl kadrosu. "Tarih yazmaya geldim", "100. yılda kabus sona erecek", "Takımda köklü ve önemli değişimler yaşanacak" sözleri hep havada kaldı. Her şey değişiyor, zaman hızla akıp gidiyor ama Reha Hoca bunu okuyamıyor, anlayamıyor!  
 
Karşıyaka rakiplerinin çekindiği bir deplasman olmaktan çıkıp, 100. yılında sıradan bir takım görüntüsü vermeye başladı. Bu sıradanlığın kariyerine de yazıldığını bilmesi gerekir. İlk Karşıyaka maceranda yıldız futbolcu yerine, genç dinamik ve koşan bir takımla nispeten başarılı olup, başarıda aslan payını sahiplendin. Hemen ertesi sezon kurduğun kadro ile Karşıyaka'yı ne halde bıraktığını, hatırlatmaya gerek bile yok. Bu sefer yıldız futbolcusu, genci yaşlısı, dinamiği isimlisi hepsi var.  
 
Her istediğin alındı, yapıldı. O zaman ligin başındaki bu cenazenin! müsepbibi kim? Sen mi, futbolcular mı, yönetim mi, yoksa taraftar mı? Kapsal; sürekli olarak "ben yaparım, ben yaptım" havasıyla yanlış üstüne yanlış yapıyor. Futbol takım oyunudur. Bir teknik direktöre bunları hatırlatmak kadar abes bir durum olamaz. Belki de yol arkadaşların, yardımcıların seni ikaz etmiyor, edemiyor. Çok çalışkan ve gelecek vaat eden teknik direktörler sıralamasında, hep üst sıralarda yer almanın en büyük nedeni yine medya değil mi?  
 
Ancak bu hırs gözünü kör etmiş, Kapsal ve çalıştırdığı takımlara yarardan çok zarar vermeye başlamış. Eleştirilere kulak verip, yaptığı hatalardan ders çıkarmak yerine, aynı hataları tekrarlamaktan başka bir icraat ortaya koyamadı. İşte söylemleri, işte yaptıkları. Zaman bizlere her şeyin doğrusunu gösterecek. Ama karnende zayıflar çoğalıyor, bunları da herkes görüyor.  
 
Futbol camiası büyük ve devasa görünse de, kimin nereye, nasıl ve niçin geldiğini sağır sultan bile çabuk duyar! "Kılıçla gelen, kılıçla gider" bunu bilesin!

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER