Fenerbahçeliler'den o ilana cevap

İŞTE O AÇIKLAMA

"21 Mart 2012 sabahı bazı medya kuruluşlarında "faili meçhul "bir ilana yer verilmiştir.

"Azmettiriciliğini "karanlık ve ortaya çıkmaya cesaret edemeyen, paravan arkasında gizlenmeyi tercih eden bazı odakların yaptığı, "taşeron "olarak ise ismi belli ancak cismi belli olmayan unsurların kullandığı trajikomik ve ülkemizi küçük düşürmeye yönelik utanç verici bir girişim.

Böylesine fırsatçı ve içten pazarlıklı bir niyet ile yola çıkanların ; maşa olarak kullanılanların, kendilerini Fair-Play platformu olarak adlandırması, sözde ismini temsil ettikleri sıfatın evrensel ruhunu dahi kavrayamamış olmalarını göstermesi açısından da ibret verici ve fevkalade düşündürücüdür.

Son günlerde kamuoyuna yansıyan önce "kültürel spor ahlakı" şimdi de sahte "fair play" eleştirilerin ardında hangi gizli güç ve emellerin yattığını, kimlerin fırsattan istifade ederek sportif sahalarda bileğini bükemediklerini çeşitli psikolojik savaş ve yıpratma taktikleri ile bertaraf etme, çaba ve ortak mücadelesi içinde olduğunu herkesin görmesi ve yargısını buna göre yapması gerekir.

Böylesine çirkin bir yönetimi benimseyenlerin dürüst oyun, dürüst davranıştan söz etmeleri mümkün müdür ?

Daha kendi işleyişinde bu ilkeden nasibini alamamış olanların dışarıya yönelik olarak çeşitli çağrılarda bulunması ne kadar gerçekçi ve ikna edici olabilir?

Bu büyük çelişkinin; kurgulanmış temel niyet ve zamanlamasının , uluslararası itibarı olan kurumlar tarafından fark edilmeyeceğini düşünmeleri olaylara ne kadar ;yanlı ,basit ve sığ baktıklarının da en güzel işaretidir.

Temel kaynağı ve maksadı hemen herkes tarafından açıkça bilenen;asılsız ithamlarla dolu çirkin satırların; sevgi, dostluk, kardeşlik, centilmenlik gibi değerlerle asla bağdaşmazken Türk Sporunun tüm paydaşlarını ve güzide kulüplerini birbirine düşürerek nefret tohumlarını yeşerteceği ve şiddeti körükleyeceği de aşikardır.

Bu ilanı kaleme alan ve kendini sözde sorumlu olarak nitelendiren kişilerin ;Ülkemiz yargı sistemini, Futbol Federasyonunu, Kulüplerini hedef alırken Şiddet yasasından ve yaptırımlarından acaba haberdar mıdırlar ? Yoksa söz konusu girişimleri ile aynı zamanda onları tanımadıklarının ilan ve duyurusu anlamına mı gelmektedir?

Ülkemize;ülkemiz kurumlarına,takımlarına,adaletine saygı duymak onların Fair –play inancının neresindedir ?

İçinde bulunan hassas dönemde; Sportif kısmı ilgilendiren konularda ilgili kurullara / hukuksal alanla ilgili olarak yargı sistemine güvenmek yerine, panik ve hezeyan içinde ispiyonculuğun dahi tercih edilmesi, yavuz hırsız ev sahibi bastırır düşüncesinden mi kaynaklanmaktadır yoksa haksız bir kazanımı bir an evvel elde ederek hanesine kazanç olarak yazdırma telaşından mı ileri gelmektedir?

"Adalet daha kuvvetli çekenin elinde kalır" düşüncesi kimi zaman asıl suçlunun kimi zamanda zorba düşüncensin ama asla mağdurun tercih etmeyeceği çağdışı bir stratejidir.

Bu ve buna benzer düşüncede olan kişilere şunu bir kez daha önemle hatırlatmak isteriz :"Yargısız infaz, kabadayılık ve çığırtkanlık ile bir yere varmak ve mevcut sorunlardan arınmak mümkün değildir. Bunlara erişilebilmenin tek ve yegane yolu; bir maskenin ardında gizlenen kirli düşünce ve onun emellerinde değil, temsil edildiği söylenen Fair –Play'in asıl ve evrensel ruhuna inanmak ve onu yaşatmak ile mümkündür.
Kişisel çıkarlarını ve hırslarını bastırılarak yaşamda üstün insan ruhunun keşfedilmesi ve buna öncelik verilmesi atılacak ilk ve en önemli adım olmalıdır. Önce siz kendiniz bu değerlere inanacak, onlara teslim olacak ve yaşamın her alanında temel ilke olmasına gayret edeceksiniz.

Yoksa dün yaptığınız gibi neye ve kime hizmet ettiğiniz açıkca ortadayken; kapalı kapılar ardında alınan kararları ve ortak planları fütursuzca uygulamaya koymanız, sıfatınızın arkasında gizlenme sureti ile de tasvip edilmesi imkansız davranışları sürdürmeniz halinde, günün birinde etrafa saçtığınız asıl kirlilik ve utancın içinde boğulursunuz!

Bu defa sizi kimse de kurtaramaz…"