Fatih Avan kendisi hakkındaki eleştirilere tepki gösterdi

Atletizmde sona eren sezonun ardından AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Avan, Avrupa Şampiyonası'nda 73.28'lik atışıyla elenmesinin, sevenleri kadar kendisini de üzdüğünü belirterek, "Şampiyonaya gitmeden önce psikolojik problem yaşadım. Döndüğümden beri destek alıyorum" diye konuştu.

Uzun süre ailesinden uzak kaldığını ve bunun kendisini olumsuz yönde etkilediğini anlatan milli atlet, "Türkiye'deki ortam çok farklı. İnsan yurt dışında bir süre sonra sıkılıyor. Demek ki hep içime atmışım. Normalde hiç duygusal bir insan değilimdir ama son zamanlarda bu durum değişmişti. Bir yerde patlak verdi. Şampiyona bittiğinden beri ülkemdeyim ve rahatladığımı hissediyorum. Avrupa'da bu yıl istediğimi alamadım ama benim için henüz hiçbir şey bitmiş değil" ifadelerini kullandı.

Normalde en küçük organizasyonda bile ilk günkü heyecanla yarıştığını kaydeden Avan, Zürih'e gitmeden önce hiç heyecanlanmadığını fark ettiğini ve o an bunalımda olduğunu anladığını ifade etti.

"Bu bana çok iyi bir ders oldu"
Şampiyonadan önce ailesinden destek aldığını dile getiren Avan, "Şimdi anlıyorum ki profesyonel destek şartmış. Şampiyonada 78 metre atan sporcu finale kaldı. Oysa şampiyonadan önce ben 78 metrelere hiç düşmedim. Belki de kendime çok güvendim. Bu bana çok iyi bir ders oldu. Bundan böyle sorumluluklarımı kaldığı yerden devralıp antrenmanlarıma döneceğim" şeklinde konuştu.

Gelecek yıl Dünya Şampiyonası'na katılacağını belirten Fatih Avan, "Antrenman periyotlaması yapıldıktan sonra hedef yarışlara göre programım belirlenecek. Dünya Şampiyonası dışında birkaç Grand Prix'ye katılmak istiyorum. Henüz gencim. Antrenörlerimin de desteğiyle olimpiyat hedefime ulaşacağıma inanıyorum" dedi.

Fenerbahçeli atlet şöyle devam etti:
"Kulübümün ve Atletizm Federasyonu'nun, bu dönem bana sıcak baktığını düşünmüyorum ancak henüz 25 yaşındayım ve hedeflerime ulaşabilecek gücüm var. Kulübüm bana hep destek oldu. Önemli olan düştüğümde de yanımda olmaları. Ülkemi bir çok yerde temsil ettim, madalya kazandım. 30'lu yaşlarda olsam tamam ama ben henüz gencim. Federasyonun da bana sahip çıkması lazım. Olimpiyatlara kadar çok sıkı çalışacağım. Olimpiyatlarda istediğimi alamazsam zaten kendim çekileceğim."

"Sergey Makarov ile devam etmek istiyorum"  
Antrenörü Sergey Makarov ile çalışmaya devam etmek istediğini fakat Makarov'un federasyon ile olan sözleşmesi bittiğini kaydeden Avan, "Federasyon, antrenörümle anlaşmazsa, ben zaman zaman yanına gideceğim. Bazen de o gelecek. Yine beraber çalışacağız. Federasyonun, antrenörümle sözleşme yenilemesi, bana sahip çıkması anlamında önem taşıyor" dedi.

Türk atletizminin son dönemlerini yaşamaya başladığını savunan milli atlet, herkeste bir motivasyon düşüklüğü, gelecek kaygısı olduğunu söyledi.

Federasyonun, "toplu kamplar" adı altında yeni bir oluşuma gittiğini anlatan Avan, "Toplu kamp, altyapı sporcuları için faydalı olabilir, üst düzey sporcularda ise işe yarayacağını sanmıyorum. Olimpik sporcular, dönem dönem bu kampları ziyaret edip, gençlerle bir araya gelsin ama toplu kampa malzeme, alan yeterli değil. Şu an buna hazır olmadığımızı düşünüyorum. Toplu kamplar, çoğu, öğretmen olan antrenörlerimizi de zor durumda bırakacak. Umarım federasyon bu hamleyle beklediği çıkışı yakalayabilir ama hiç sanmıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"Fenerbahçe ve ENKA Spor, atletizmin belkemiği" 
Kulüplerin daha çok desteklenmesi gerektiğini dile getiren Avan, "Fenerbahçe ve ENKA Spor, atletizmin bel kemiği. Bu iki kulüp olmasa, atletizm en fazla 1 yıl dayanır. Federasyon elinden geleni yapıyor ama sporcuların tüm kazancı kulüplerden geliyor. Devlet desteğiyle belediye kulüpleri çoğaltılmalı" diye konuştu.

Kulüplerin bir futbolcuya verdikleri parayla atletizm takımı kurabileceğini belirten Avan, "Olimpiyatların en çok izlenen, reklam alan branşı atletizm. Olimpiyatları almaya çalışan bir ülke olarak bu spora daha çok yatırım yapmalıyız" dedi.

"Hiçbirimizin yatı, katı yok"
Ödüllerin yarı yarıya düşürülmesinin spor camiasına ağır geleceğini savunan Avan, "Bize sahip çıksınlar, biz gariban aile çocuklarıyız. Bir futbolcu transfer parasıyla villalar alırken biz 15 madalyadan sonra ancak bir ev alabiliyoruz. Hiçbirimizin yatı, katı yok" ifadelerini kullandı.

Milli atlet, "Allah'a şükür, hayatımızı sürdürecek kadar bir ev bir arabayla da mutluyuz ama atletizmin gelişmesi için sporcunun hayat güvencesinin olması şart. En basitinden, Süper Lig finallerinde 40 derece sıcakta yarıştık. Su bile dağıtılmadı. Pistte sporcuların gölgelikleri, oturacak yerleri yok. Bunlar sporcuya verilen değeri gösterir. Basketbol, voleybolda her imkan var. Bizi üvey evlat gibi görmesinler" değerlendirmesini yaptı.