Türkiye İzlanda'ya Neden Kaybetti?

Türkiye Fransa maçında, "oyunu bozan" ve kaptığı toplarla kontraya çıkan takım rolündeydi ve Şenol Güneş Alman disiplini ile rakibi kilitlemeyi başardı. Böyle de kalmadı, biri duran top, biri Fransız lakaydisi iki golle flaş bir galibiyet aldı.

Sedat Tunalı sedattunalim@gmail.com

Şundan;

Matematiğin kuralı; 2 yiyip 1 atınca yeniliyorsunuz! 

Fransa galibiyetinin yanıltıcı olduğunu dilimizin döndüğünce anlattık, İzlanda karşısında nasıl oynamamız gerektiğini de, keza...

Türkiye Fransa maçında, "oyunu bozan" ve kaptığı toplarla kontraya çıkan takım rolündeydi ve Şenol Güneş Alman disiplini ile rakibi kilitlemeyi başardı. Böyle de kalmadı, biri duran top, biri Fransız lakaydisi iki golle flaş bir galibiyet aldı. 

Ama bu maçın Fransızlar için, hiç bir motivasyonu olmayan bir "sezon finali" olduğunu da söylemeye çalıştık. Maç sonrası Şenol Güneş açıklamaları benim açımdan önemliydi, Güneş "her şeyin farkında" bir teknik adam profili çiziyordu.

Fransa'ya karşı "bozan" takım olarak çıkılmıştı ve bu anlayış için Dorukhan - Mahmut- İrfan Can orta sahası gayet mantıklıydı.

İzlanda maçı öncesi Mahmut ve Cengiz şanssızlıkları belli ki Şenol Güneş'in kafasını da karıştırdı. Mahmut'un oynayabileceği bir orta sahanın diğer 2 oyuncusu Yusuf ve Abdülkadir olabilirdi, belki de başından beri Dorukhan'sız bir orta saha düşünmüyordu Güneş, bunu bilemiyoruz. Ama attığı gole rağmen Dorukhan "lüks" olarak kaldı sahada.

Bildiğimiz şuydu;

İzlanda gibi 1-2 ekstra oyuncusu ayrıldığında "herhangi bir spor-toto 1.lig takımı" kıvamındaki rakibe karşı en temel strateji, "dikine ayağa pasla oynayan" bir orta saha kurgusuydu. Hoca farklı düşündü, Dorukhan ve Ozan tercihleriyle, oynamaktan çok oynatmama ezberli üçlü ile "oynamaya" çalıştı, haliyle eşyanın tabiatı faş etti kendini; yarım saatte kalede görülen 2 garip gol. Oyunda hiç görülmeyen Dorukhan'ın golü şoktan uyanmaya yetse de, ilk yarı bitti. 

İkinci yarıya , oyuncu seçimi ve/veya oyun kurgusu yanlışından geç te olsa dönen teknik adam doğrularıyla başladı Türkiye. 

Ama kanımca yine eksik bir hamleydi bu. 

Şüphesiz ki, oyun bittikten sonra kaybedeni eleştirmek işin en kolay tarafı. 
Ama Abdüş'ün yaklaşık 30 dakikalık performansı, onsuz geçen her dakikanın "zarar" hanesine yazdığını izleyen herkes gördü.

Kaç futbolsever yakaladı bilmiyorum pozisyonu ama, 

Bir orta saha mücadelesinde 4 İzlandalı tarafından ablukaya alınan Abdüş'ün, en doğru pası en doğru açıyla en doğru adama en doğru zamanlama ile vermesi, emin olun futbol ve futboldan anlayan herkes tarafından kaydedildi. Bu beceriye sahip bir oyuncunun 60 dakika kenarda kalması, en başta futbola haksızlık. Sanır ve umarız ki, Şenol Güneş bu hatayı bir kere daha yapmayacaktır. Genelin aksine ben Yusuf'un kalitesine uzak bir oyun çıkardığı fikrindeyim. 

Bir de bilgimsi; bu maçtan sonra Mahmut'un alternatifi ve ekürisi Abdülkadir Parmak'tır.