Gün geçmiyor ki ülkemizde bir dedikodu, klişe sözü popüler
olmasın.
Bir zamanlar ‘Enflasyon düşer, Hükümet düşer, Ankaragücü düşmez’
diye
bir sözümüz vardı. Ankaragücü küme ve hatta kümeler düştü.
Küllerinden doğarak bu sene geri döndüğü süper ligimize, taraftarı
ve
kendine has havasıyla müthiş bir renk katmaktalar.
Son beş yıldır futbolu bilen bilmeyen herkesin dilindeki yeni klişe
oluştu:
Başakşehir’i Şampiyon Yapacaklar.
Bunun üzerine hemen ikincisi takip eder: Başakşehir’i Araplara
satmışlar.
Şampiyon yapıp değerini artıracaklar. Futbolu az bilen bir kişi
olarak
tavsiyem böyle yalanlara itibar etmeyin, derim.
Bu iki klişe söze de sonuna kadar karşıyım.
Özellikle de ‘şampiyon yapacaklar’ kısmına.
Bu en başta Abdullah Avcı ve sporcu grubuna büyük bir
hakarettir.
Şampiyon olmak için, varını yoğunu ortaya koyan bu oyuncu grubuna
bu
sözle çok büyük bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
Avrupa’nın en az gol yiyen kalecisiyle, üst düzey kanat bekleri ve
dipdiri
savunmasıyla tartışılmaz bir geri bölgeye sahipler.
38 yaşındaki Emre Belezoğlu bu ülkenin gelmiş geçmiş en iyi ve
kariyerli
oyuncusudur. Seversiniz sevmezsiniz ama saha içindeki Emre
gerçeğini
asla değiştiremezsiniz. Halen mükemmel bir oyun oynayıp önemli
katkılar
sunuyor takıma.
Mahmut ve İrfan Can milli takımımıza kazandırılmış iki iyi orta
saha
oyuncusu.
Arda ve Robinho , eski günlerini aratsalar da takımın pozitif
oyununa harç
karan önemli isimler.
Mossoro ve Visca tıkanan oyunları açan önemli kilitler.
Ve her takıma lazım yıllanmış forvet Adebayor.
İsim isim saydığımızda, yönetilmesi zor olan bu oyuncu grubunu iyi
bir
takım olarak ortaya çıkarma hünerine sahip, taktiksel olarak büyük
farklı
varyasyonlar donanmış bir hoca Abdullah Avcı.
Başakşehir, halen ligimizin lideri ve şampiyonluğun en büyük
adayı ise bu
tamamıyla bu ekibin ve takım ruhunun başarısıdır.
Geçtiğimiz senelerde sıkıcı futbol ile başarılı sonuçlar alan
Başakşehir,
artık görsel olarak da göze hitap ediyor. Dün oynanan Kayseri
maçının son
30 dakikasında bir İngiltere ligi takımının hücumlarını izler
gibiydik.
Bu takım yedi hafta sonra ligin en üst sırasında yer alır,
Bursaspor gibi
yeni bir devrim yaparak, Süper Ligimizin altıncı şampiyonu olursa
bu
duruma kimse şaşırmayacaktır.
Bugün 18 Mart Pazartesi, lige üç hafta ara verildi. Dün oynanan
maçlarla
lider ve en yakın takipçisi arasındaki puan farkı 6 ya düştü.
Güneş var, bahar yavaş yavaş el sallıyor. Yalancı bir ilkbahar günü
olsa da
sokakta, güneş eşliğinde çay içmeyi özlemişim.
Sokaklarda geziniyorum; kahvelerde, işyerlerinde, parklarda ve
şehrimin
meydanında insanlara kulak misafiri oluyorum.
Birinci gündem seçim, kim kazanır kim kaybeder.
Sonra muhabbet futbola dönüyor; konuşulan klişe aynı:
Başakşehir’i şampiyon yapacaklar.
Yapmayın etmeyin, Başakşehir olabilirse, hakkıyla şampiyon
olacak.
Sonuna kadar hak ettiği bir şampiyonluktur bu.
Olamaz ise tüm bu yanılgıya düşen futbolseverler ne konuşacak
merak
ediyorum.
Belki ‘şampiyon yapacaklar’ yanılgısını yaşayanlar içinden bir
bilge kişi
şunu söyleyebilir: Alman teknik direktör Dervall ‘Galatasaray
adının
olduğu yerde umut vardır demişti. Biz onu atlamışız herhalde.’
Gerçekten öyledir. Galatasaray adının olduğu yerde her zaman umut
vardır.
Ki bu klişe değil tecrübe ile sabittir.
Mutlu hafta başları.