Sezonun ilk haftası 5-2’lik Mersin maçı sonrası yazmıştım;
‘’Beşiktaş şampiyonluk için Mersin ise düşme için ilk
adayım’’ diye. Tabiki müneccimlik değil, kadro ve oyun
kaliteleri ile bağlantılı bir yorumdu bu. Peki geçtiğimiz sezonun
totalinde en pozitif futbolu oynayıp, 29.haftaya lider giren ve
sezon sonu ligi 3.sırada bitiren Beşiktaş ile ne farkı vardı bu
takımın biraz bu noktayı kaşımak lazım.
Aslında kurgu olarak veya diğer bir deyişle sistemler arasında
çok fark yok gibi. Geçen sezonda tek forvetli, 10 numaralı, 4-2-3-1
kullanılmıştı, bu sezonda aynı kurgu ile sahaya çıkıldı. En
marjinal fark metal değişimdi. Buda sahaya şu şekilde yansıdı;
Sezon başında Veli ve Tolgay’ın sakatlığı ile Oğuzhan rutin
olarak forma giymeye başladı. Esas pozisyonu itibariyle 10 numara
oynuyorken, Şenol Güneş onu biraz daha geride iki yönlü orta saha
olarak kullandı. Bu karar hem Oğuzhan’a, hem Beşiktaş’a hemde Milli
takıma adına çok hayırlı oldu. Önceki yıllar fizik kalite açısından
geride olduğu düşünülen ve bu konuda epeyce eleştiri alan Oğuzhan,
oynadığı pozisyon gereği ile belkide, tabiri caizse gücüne güç
kattı. Hatta fizik kalitesini öyle bir noktaya getirdi ki
maçların 75-90 dakikaları arası müdahale ettiği 6-7 tane maç oldu,
hem golleri hem asistleri ile.
Büyük fotoğrafı tek futbolcu üzerinden anlatmak tabiî ki doğru
değil, şüphesizki Gomez,Sosa,Cenk ve Atiba’nın sezon boyunca
gösterdikleri performanslar üst düzeydi. Lakin fotoğrafın
en orta yerindeki en büyük karhamda Şenol Güneş’tir. Bilic’ten
miras kalan organize ofansif futbola, başka varyasyonlarda ekleyip
her şekilde gol atabilen mükemmele yakın bir ofans takımı çıkarttı
ortaya. Üstelik bir gol attıktan sonra geriye yaslanma
psikolojisinide yıktı. Kalede ve defansın göbeğinde yaşanan
sorunlarıda olgun bir şekilde karşılayıp, panik yapmadan
sürekli yeni çözümler aradı. Son olarakta Marcelo-Tosiç ikilisi ile
son haftalarda başarılı bir performans çizdi.
Son 20 yılda yaşanılan sadece 2 şampiyonluk ile
rakiplerinin gerisine düşen Beşiktaş, gördük ki büyüklüğünden
hiçbir şey kaybetmemiş. Her şampiyonluk hikayesi farklıdır muhakkak
ama ben ilk kez stadı olmadan şampiyon olan bir takım görüyorum. O
yüzden bu şampiyonluk Beşiktaş’a çok yakıştı..