Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'den muhalefete tepki!
Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, muhalefetin arkasından ofisler tutup toplantılar yaptığını söyleyerek, "Arkamdan toplantı yapmayın, aday olun! Böyle olunca kendimi daha güçlü hissederim" dedi.
Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, İhlas Haber Ajansı'na özel açıklamalarda bulundu. Kulübün mali yapısından, 'Bırakmam Seni' kampanyasına dek birçok konuya değinen Çebi, sözlerine kampanyayla ilgili bilgi vererek başladı. Türk sporunda bir ekonomik krizin olduğunu ve bu durumun pandemiyle birlikte üst seviyeye geldiğini söyleyen Ahmet Nur Çebi, "Beşiktaş da bundan nasibini aldı. Bu durumun altından kalkmak çok da kolay değil. En büyük destekçiniz taraftar ve sponsorlar. Ancak taraftar maça gelemiyor, bilet satamıyorsunuz. Buradan yüzde 25-30 kayıp var. Bunun dışında sponsorların da ekonomik kayıpları oldu ve onlar da 'Pardon, bu kadar veremiyoruz, çıkıyoruz' demeye başladı. Bunları alt alta koyduğunuz zaman, ben kendi camiam adına konuşuyorum ama bütün camialar sıkıntıya girdi. Herkes şu anda oyalamaya geçti. İçinde bulunduğu sıkıntıyı açıklamıyor. Herkes, 'Önce başkaları çıkıp zor durumda kaldığını açıklasın da biz sonra açıklarız' demeye başladı. Herkes sadece oyalıyor. Böyle bir tarz ve tavır var. İçinde bulunduğumuz durumu şeffaf şekilde buranın sahibiyle paylaşmamız lazım. Buranın sahibi genel kurul ve taraftar. Dolayısıyla onlardan bir şeyleri saklayarak, onlardan alkış almak adına pembe tablolar sunarak kulüpleri her geçen gün daha da çıkmaza sürüyoruz. Buradaki kampanyanın manevi tarafı da önemli. İnsanlar ortak paydada buluştuğunda birlik ve beraberlik oluyor. Nasıl Beşiktaş gol attığında herkes aynı anda seviniyorsa, aynı anda acıyı da tadacaklar. Paramızın olmadığını, transfer yaparken zorlandığımızı bilmeleri, manevi anlamda birlikteliğe sebebiyet verir. Bu kampanyanın maddiyatının yanı sıra maneviyatının da önemi var. Bankalara borçluyuz, bütün gelirlerimizi temlik etmişiz. Bankalar da haklı, para verdiler. Buradan onlara da teşekkür etmek gerekiyor. Biraz faiz oranlarında abartı var, inşallah düzeltecekler ama bankalar olmasa ne olacaktı? Ancak kurumlar yaşamadığı müddetçe bankalar da gelirlerini tahsil edemezler. Kurumlar yaşarsa gelir gelir. Tüm gelirlerini aldığınız kurumların ayakta kalma şansı olmaz. 3-5 senede değil, 10 senede 15 senede bu parayı alın dedik. Bu arada kurumlar ayakta kalsın, aksi halde hiç alamayacaksınız dedik. Taraftarlarımızı SMS yoluyla, havale-eft yöntemiyle attığı paralarla bu süreçte ayakta durmaya çalıştık. Bu arada bankalarla da yeni bir yapılandırma için talepte bulunduk ve beklemeye geçtik. Ama şu bir gerçek ki, taraftar kulübüne sahip çıkmıyorsa, başkasının ne kadar sahip çıkmasını bekleyebilirsiniz. Bu işler bir iki kişinin altından kalkabileceği bir durum değil. Türkiye'nin en varlıklı iş adamı bile olsanız, bu kulüplere bu parayı yetiştiremezsiniz. Kulüpler düzenli, sistematik şekilde gelirlerini sağlamalı. Bir iş adamı gelir, 3 aylık borcu kapatabilir ama önemli olan süreklilik" diye konuştu.
"GENEL KURUL ÜYELERİ, VİCDANLARIYLA KARAR VERECEKTİR"
Ağustos ayında gerçekleşmesi planlanan mali genel kurulda Fikret
Orman dönemini ibra edip etmeyeceğiyle ilgili konuşan Çebi, "İbra,
benim genel kurul üyesi olarak şahsi hakkımdır ve bununla ilgili
yorum yapmak istemiyorum. Bu hakkımı orada kullanırım. Mali genel
kurulun önüne çıkan Fikret Orman, Ahmet Nur Çebi'nin ibrasıyla
ilgili takdir genel kurul üyelerinindir. Genel kurul üyeleri,
şapkalarını önüne koyup Beşiktaş'ta ne olup bittiğini irdeleyip
kafa patlatacaklar, sonra ellerini göğüslerine, vicdanlarına
koyacaklar ve karar verecekler. Buradan ben onlara 'Onu ibra edin,
bunu etmeyin' demem. Hatta böyle bir dedikodu da ortada
dolaşıyormuş. Ben asla böyle bir şey yapmadım. Ben sadece durumu
tespit edip ortaya koyarım, insanlar bakıp kararlarını verirler"
dedi.
"BEŞİKTAŞ'A YAPTIKLARINDAN DOLAYI KIZGINIM"
Fikret Orman ve yöneticilerle seçimden sonra hiç görüşmediğini
söyleyen Ahmet Nur Çebi, "Fikret Orman ve yönetiminin hiçbirisiyle
görüşmedim bugüne kadar. Çünkü Beşiktaş'a yaptıklarından dolayı
benim onlara kızgınlıklarım var. Hatta bu kızgınlıktan dolayı
aramızda kırgınlıklar da oluştu. Hatta ve hatta benimle beraber o
dönemde görev yaparken mevcut sistemden şikayet eden yönetici
arkadaşlarımız daha sonra 'Sen de oradaydın, ben bilmiyordum
diyemezsin' demeye başladı. Bu arkadaşlar her gün kapımdan girip
'Ne olacak bu kulübün hali, bunlar ne yapıyor' derlerdi. Şimdi biz
ayrıldık yönetimden, onlar ayrılmadılar. Biz şimdi gelip koltuğa
oturduk, 'Sen oradaydın, bilmiyorum diyemezsin' demeye başladılar.
Ben bilmediğim bir şeye bilmiyorum diyebilirim. Ben o zaman başkan
değilim ki. Şu anda başkan olarak her şeyden haberim var,
çünkü yetki bende. Ben görevi vermişim. Görevi verdiğim arkadaşlar,
kendi görevlerini biliyorlar, diğerlerinin görevlerinden sorumlu
tutmuyorum ki. Şimdi yeni moda, 'Ahmet abim oradaydı, her şeyi
sorardım, her şeyi bilirdi' cümlesi" diyerek sözlerini
sürdürdü.
"DÜRÜST, ŞEREFLİ, NAMUSLU BİR İNSANIM AMA MUHLİS VE YUMUŞAK
DEĞİLİM"
Fikret Orman'la birlikte yönetime girdiği ilk seneden itibaren
yaşadıklarını aktaran Beşiktaş Başkanı, "Ben şimdi her şeyi
açıklıyorum. İlk 1-2 yıl biz Beşiktaş'ta 'Feda' dedik ve toparlanma
süreci yaşadık. Bu mücadelenin ardından 2 yıllık çok güzel
başarılar geldi. Ne olduysa son 2 yılda ip koptu. Benim Fikret
Orman'la girdiğim son seçimde Fikret Bey, transfer komitesinin
başına kimi getirmiş, futbolun başına kimi getirmiş, bizi nerede
görevlendirmiş bir baksınlar. Ben 3 sene futbolun başındaydım,
yapılan transferlere bakın. Ben stat konusunda da ilk dönemde
vardım. 3 tane ihale yapıldı, daha sonra işler hızlansın diye
keşifsiz ihale yapılsın denildi. Ben de 'Keşifsiz ihale yapamam,
böyle bir ihale komisyon başkanlığı yapamam. Stat da gecikecekse
böyle bir vebal almak istemem, buyurun siz kendiniz yapın' dedim.
Sonra da 'Abi sen Ümraniye'ye git de, şampiyon olalım, zamanı
geldi' dediler, bizi de Ümraniye'ye yolladılar. Ben Ümraniye'deyken
stattan nasıl sorumlu oluyorum? Ne alınandan ne
satılandan haberim var. Bir çatı faturası tutturdular. Benimle
ne alakası var çatı faturasının? Alırsın eline sözleşmeyi, bakarsın
kimin imzası var. At çamuru, izi kalsın politikası hoş bir şey
değil. Bir laf vardır, kuşa bak dersin, arkadan başka işi
kapatırsın. O devirler bitti. Ben o kadar muhlis, yumuşak bir adam
değilim. Tamam ben dürüst, namuslu, şerefli, kimsenin parasına
bakmayan bir adamım ama o kadar da muhlis bir adam değilim. Ayrıca
bana iftira atan kişinin de yanlış bilgilendirildiğini biliyorum.
İnşallah gidip kendisi bunun hesabını sorar. Ortada bir çatı
faturası var, sözleşmenin altında Fikret Orman Bey'in imzası var.
Benimle alakası yok ama. O şirketin 20 sene önceki sahibi, 30 sene
evvel benim şirketimle çalışmış. Böyle şeyler olmaz. Fikret
Orman'ın çatı sözleşmesini yaptığı tarihte, yapılan sözleşmeyi
yapan kişinin, bizim şirketle hiçbir alakası yok" açıklamasında
bulundu.
"ARKAMDAN İŞ YAPACAKSANIZ NİYE BIRAKIP GİTTİNİZ"
Mali Genel Kurul'la ilgili sözlerine devam eden Çebi, "Ben ibra
edip etmeyeceğimi bilirim, kimseye de ibra et ya da etme demem. Ama
benim ibra edilememem için müthiş bir kampanya var. Çünkü ibra
olmazsa 45 gün sonra seçime gidilecek. Arkamdan anormal bir
muhalefet yürütülüyor. Ofisler açılmış, kampanya yapılıyor. Yahu
kardeşim siz kendiniz terk ettiniz burayı. Madem istiyordunuz, niye
gittiniz? Derdiniz beni göndermekse, Beşiktaş için iyilik
istemiyorsunuz. Geldiğim günden bu yana düşman sayım artıyor. Çünkü
insanları yalan ve dolanla besliyorlar. İnşallah bunlar da çok
yakında bitecek. Önümüzdeki dönemde mali genel kurul olacak.
Denetlememizi yaptırıyoruz ama pandemi bizi çok engelledi. Bu
gecikmenin nedeni pandemi oldu. Bu denetim bittiği zaman, bunu
denetim kurulu inceleyecek, ondan sonra genel kurul üyelerimize
okuyacaklar. Biz bu işe müdahil değiliz. Ben müdahil olmak zorunda
kaldım çünkü bu denetimin yapılmasını ben istedim, bu dönemin
içinde ben de vardım. Serdal Adalı aday olduğunda ben inceleme
yapacağım demişti. Ben de çıkıp Serdal Adalı'nın da içinde
bulunduğu 7+3 yıllık 10 yıllık dönemi inceleyeceğimi söyledim.
Pandeminin müsaade etmesi halinde genel kurulu yapacağız. Bununla
ilgili başvurularımızı yapıyoruz. Çünkü 17 bin üyemiz var, hepsinin
gelmesine göre hesap yapıyoruz. Statta da yapabiliriz genel kurulu.
Denetim kurulu raporu orada okunacak ve takdiri genel kurul
verecek. Bu kulübün yöneticisiyim ben, asıl sahibi genel kurul
üyeleridir" ifadelerini kullandı.
"KEŞKE SEÇİMDE RAKİP OLARAK KARŞIMA ÇIKSALAR"
Muhalefet yapan isimlerin aday olmasını istediğini de söyleyen
Ahmet Nur Çebi, "Toplantı yapan muhalefetin yarın seçim olduğunda
rakip olarak karşıma çıkmasını isterim ve bu durumda kendimi daha
iyi hissederim. Büyük de keyif alırım, kendimi daha güçlü
hissederim. Moral bulurum. Öbür türlü, 'Ben ne yapıyorum, kimse
yok, herkes kaçıyor, bende bir şey mi var' diyerek sağıma soluma
bakarım. Beşiktaş'ın bu duruma hiçbir zaman düşmesini istemem.
Zaten bizim genel kurul üyelerimizin içinde muhakkak buraları idare
edebilecek insanlar vardır, her dönemde de vardı" diye konuştu.
"AMACIMIZ MAL SATMAK DEĞİL, BORCU KONTROL ALTINA ALMAK"
Beşiktaş'ın mal varlığının borcu karşılayıp karşılamayacağıyla
ilgili de konuşan Çebi, "Dürüst olalım. 3 milyar TL'nin üzerindeki
borcu elimizdeki mal varlığı karşılamaz. Ama dünya halidir, bu borç
yerinde kalabilirse, malımız mülkümüz değerlenirse, belki o zaman
karşılar. Ama borçların yerinde saymaya ve azalmaya başladığı
dönemde, Beşiktaş'ın malını satmaya da gerek yok. Ama her yıl 450
milyon faiz ödeyecekseniz, geliriniz 550 milyon TL ise, 100 milyon
TL personel maaşı varsa, futbolcuya parayı nasıl ödeyeceksiniz?
Beşiktaş'ın borçlarının azalması gerekir ki, faiz yükü ortadan
kalksın. Ama biz bugün mal satma niyetinde değiliz. Bizim niyetimiz
borcu kontrol altına alıp mal varlığına dokunmamak. Ama eğer bir
gün bütün gerçekler bunu gösterirse, ben bu cesareti gösterip çıkar
konuşurum ve kararı genel kurul verir. Satın derlerse, satılır,
satılmayacak derlerse satılmaz. Oradan çıkacak kararı emir kabul
ederiz. Ama bilirsin ki, bizim niyetimiz burayı satmak değildir ve
böyle bir plan programımız yok. İlk plan programımız borçları
kontrol altına alıp azaltmak" diyerek sözlerini sürdürdü.
"HODRİ MEYDAN, GELİN YÜRÜTÜN KULÜBÜ"
En büyük hedefinin denk bütçe olduğunu da söyleyen Ahmet Nur Çebi,
"Harcamanız kadar geliriniz yoksa, uzun süre yaşayamazsınız.
Kulüpler de koca çınarlar ve uzun süre yaşaması gerekir. Türkiye
Cumhuriyeti var olduğu sürece, bu topraklar üzerinde de Beşiktaş'ın
bayrağının dalgalanması, her Beşiktaşlı'nın hedefi olmalıdır. Bir
sonraki nesile temiz bir kurum taşımamız gerekiyor. Bu bir kere
Anayasa'nın birinci maddesi gibi kafalarda yer etmeli. Bu kurumlar,
kamu kurumları. İnsanlar burada bir araya
gelip spor yapıyorlar. Ama bu durum denk bütçesiz gitmez.
Şu anda yol bitti. Tren raydan çıkmış durumda. Şu anda yönetimler,
bir sonraki yönetime borçları devredip gidiyorlar. Bunu aynı oranda
yapıp, 10 Lira ödedim, benden sonraki de 10 Lira ödesin deseniz,
saygı duyarım. Ama popülizm ve alkışlar yok mu Adam geliyor, 10
lira borcu 100 lira yapıyor, ondan sonra gelen adam 100 lirayı ben
ödedim diyor ama adama 1000 lira devrettin. Kimse buna bakmıyor. Bu
işler bitti. İsteyen yapabiliyorsa gelsin yapsın. Beşiktaş'ta
birileri kongrelerde çıkıp 'Hodri meydan' diyordu. Hadi hodri
meydan, gelin yürütün kulübü" dedi.
"KULÜBÜ YÜRÜTEBİLSELERDİ BURADAN GİTMEZLERDİ"
Bir önceki yönetimin kulübü yürütemediğini dile getiren Çebi,
"Zaten kulübü yürütebilselerdi, kimse buradan gitmezdi. 'Eylül
ayında taraftar bağırdı diye gittik' denildi. Aynı taraftar mayıs
ayında da bağırdı, pankart da astı. Sen mayısta seçime giriyorsun,
aynı taraftar bağırdı diye ekimde gidiyorsun. Sen bankalarla
attığın imzada, bu işin yürümeyeceğini gördün ve gittin. Dürüst ol.
Ben daha önce divan kurulunda demiştim, 'Ettik bir halt' de, gel
birbirimize sarılalım. Ondan bile kaçıyorlar. Artık dürüst olalım.
Ama maalesef hiçbir yönetim kurulunun uğramadığı kadar tacize
uğruyorum. Kimsenin görmediği kadar muhaliflerden baskı görüyorum.
Eskiden ceketini alan evine gidip, ara sıra arayıp hatır soruyordu.
Bizimkiler bırakın hal hatır sormayı, arkamızdan mezarımızı
kazıyorlar. Sebep ne vallahi bilmiyorum. 'Eskiyle ilgili çok
konuşuyorsun, biz eskiyi konuşmadık' diyebilirler sebep olarak. Ama
nasıl eskiyi konuşmadınız. Yıldırım Demirören için hesap soracağız
dediniz, raporlar çıkardınız, durum çok vahim dediniz. Göreve gelip
kürsüde elinizi masalara vurdunuz. Ama onlar sizin için hiç laf
etmedi, sizi rahat bırakıp 'Çalışın' dediler. Biz sadece kulübe
girerken "Bu profesyoneller nerede, bizi neden karşılamadılar, ayıp
olmadı mı" dedik. Hemen ardından Amerika'dan gelindi, bayraklar
açıldı, televizyon programında ben 2 milyon TL'yi ona sormadan
almışım diye konuşuldu. Birincisi ben paramı aldım, ikincisi
tamamını almadım. Yarısını zaten bıraktım. Diğer parayı da nasıl
alabilirim ki. Hem beni 'İmza yetkisi almadı' diyerek suçluyorsun,
hem de parayı aldı diyorsun. İmza yetkim yok ki. Yani sen yokken
ben parayı alabiliyorum, senin yaptığın her şeyden
benim haberim var ama benim yaptıklarımdan senin haberin
yok diyorsun. Bu işleri bırakacaklar. Ettik bir hal diyecekler. El
ele vereceğiz ve çıkacağız bu işlerin içinde. Benim derdim kimseyi
ibra etmemek değil. Millet benimle uğraşmasın, destek veriyorsa
versin. Ben söyledim, bana destek vermezseniz ben dizlerimin
üzerinde duramam diye. Tek başıma bu işi yürütemem" açıklamasında
bulundu.
"GELEN BAĞIŞLAR RESMEN AĞLATTI"
Bağış kampanyasında çok önemli manevi anlar olduğunun da altını
çizen Ahmet Nur Çebi, "Bu bağış kampanyasının bin anlamda manası
budur. Beşiktaş taraftarı üzerine düşeni yapıyor ve yapmaya da
devam ediyor. Beşiktaşlı iş insanları var. Ellerindeki imkanlar
taraftarlarımızdan ve öğrencilerimizden çok daha fazla. Çocuğun
birisi zarfın içine 15 lira koymuş, ağladım resmen ve mektubu
müzeye koyun dedim. Diğeri tablet almak için para biriktirmiş,
parayı bize göndermiş. İş adamlarımıza rica ediyorum, Beşiktaş'a
sahip çıkın. Bugün ben görevdeyim, bir gün yorulup bırakacağım.
Benden sonra bu iş adamlarımızın çocukları bu camianın ferdi olarak
görev yapacak. Kampanya videomuzda 'Biz 11 kişiyiz ama arkamız daha
var' cümlesi çok anlamlı. Ben tek tek ulaşabildiklerimi arıyorum.
Önümüzdeki 2 hafta çok önemli. Çok maddi sıkıntımız var.
Verecekleri destek çok anlamlı olacaktır bizler için" diyerek
sözlerini tamamladı.