Yeni yıla Ünal Karaman'ın ayrılma haberiyle giren
Trabzonspor'da, ikinci yarının nasıl şekilleneceği merak konusu.
Yönetimin egosuna ve yerel basının tiraj ve tıklanma uğruna
yaptığı eleştirilere kurban giden Karaman'ın yerine kimin
getirileceğini konuşur olduk.
Yedek kulübesinin yetersizliğine ve alternatifsiz oyuncu
kadrosuna rağmen şampiyonluğa oynayan bir takımın kaderiyle nasıl
oynanmak istenir, onu izliyoruz.
Trabzonspor'un, birkaçç takviyeyle zirveye oynayacağını
düşünürken , alınan bu kararlar umarım takımın performansında
düşüşe neden olmaz.
Kayserispor'u farklı yenen, Konya'dan ne kadar zorlansa da
puanla dönen Trabzonspor var.
Elbette ki takımın kötü oyunu, oyuncu seçimi
tartışılabilir. Ünal Karaman'da tartışılamayacak isim
değildir. Ama her şeyin yeri ve zamanı varken, ikinci yarıya oyuncu
yerleştirme imkanı varken, hocayı alıp karsı karşıya konuşmak
varken, basına dert yanmanın, şikayetçi olmanın mantığını aklım
almıyor.
Aile içi sorun basın yolu ile çözülmez
Başkan Ağaoğlu takım içindeki sorunları basın, medya
aracılığıyla değil de takım içinde sıkıntı yaşadığı ya da takım
içindeki pürüzleri birebir konuşarak çözmeliydi. İma ya da şikâyet
gibi gözüken bu durum başkana hiç yakışmadı ona yakışan takımın
içinde ne ile ilgili olursa olsun, sorun varsa aile gibi içerde
çözülmesiydi.
Ahmet Ağaoğlu ve Ünal Karaman arasındaki gerginliğin ve bu
sürecin hem oyuncuları hem de taraftarı etkileyeceğini düşünüyorum.
Taraftar Karaman'a güvenip desteklelerken, oyuncuların baba gibi
gördükleri teknik direktörlerinden ayrılmalarına göz yummak
fazlasıyla rahatsız edici. Ortada ne kavga ne kıyamet var.
Trabzonspor son küme düşme hattında olsa anlayacağım fakat ligin
ikinci yarısına üçüncü olarak girmenin bile
beğenilmediği, sabırsız bir dönemden geçiyoruz.
Bana kalırsa biraz daha beklenebilir ve ikinci yarının
başlangıcıyla ilerleyen sürecine göre oturulup karar verilmeliydi.
Yönetim Karaman'a sahip çıkmadı, “Ben buranın hamurunda varım.
Ben sokaktaki bir insanım, sokaktaki bir taraftarım" diyen bir nevi
kendi evladını harcamış oldu. Bu saatten sonra söylenecek tek şey,
''gelenin gideni aratmadığı günleri görürüz inşallah'' diyorum.
Zira ikinci dönemde yeni teknik direktörle alınacak her
başarısızlıkta tüm eleştiri okları başkan Ağaoğlu'nun yönetimine
dönecektir.
“Dere geçerken at değiştirilmez”
Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi “dere geçerken at
değiştirilmez.” misali, bordo mavili takım ligde üçüncü olarak
zirveye oynarken, teknik direktör değişikliği hataydı. Çünkü,
geçmiş yıllara bakıldığında hoca anlamında istikrarsızlık olduğu
aşikar. Trabzonspor, Ünal Karaman ile girdiği bu yolda ivme
kazanmışken bu ayrılık takımı dibe çekebilir, üzebilir ya da umarım
ki hırslandırıp zirvenin başına da oturtabilir.