Trabzonspor'da bu ruhsuz futbol, kimin eseri?

Spor Toto Süper Lig'i gibi önemli bir arenada Akhisar Belediyespor karşısında Trabzonspor forması giymiş futbolcular vardı. Ancak o formayı taşıyan oyuncuların içlerinde ruh kalmamıştı.

Nurettin Özgenç ts.nurettinozgenc@gmail.com

Spor Toto Süper Lig'in 20. hafta karşılaşmasında Akhisar Belediyespor, Manisa'da Trabzonspor'u 2-1 mağlup etti ve 5 maç sonra galibiyet aldı. Hami Mandıralı ise 3. kez Trabzonspor'un başında çıktığı maçta da (2 kupa, 1 lig) mağlup oldu.

Geçen hafta başında oynanan Ziraat Türkiye Kupası'nda da 1-0 yenilerek kupaya veda ettiği Akhisar Belediyespor karşısında yine galip gelemedi.

Spor Toto Süper Lig'i gibi önemli bir arenada Akhisar Belediyespor karşısında Trabzonspor forması giymiş futbolcular vardı.

Ancak o formayı taşıyan oyuncuların içlerinde ruh kalmamıştı.

Dün de sakatlar ve cezalılar nedeniyle farklı bir 11 sahada vardı. Bu sezon ilk kez birlikte oynayanlar vardı; (7 ay top oynamamasına rağmen) Bosingwa ve Douglas önde ise Fatih Atik ve Okay gibi... Maçın kaderini tayin eden ikili ise Bosingwa ve Douglas oldu.Çünkü Bosingwa'nın savunmadan çıkarken kaptırdığı topta Douglas, rakibine zamanlama hatasından kaynaklı yaptığı faul sonrasında kazanılan penaltıdan Akhisar, 3 puanı alan taraf oldu.

Bir futbol takımının istikrarlı sonuçlar alması için kadroda fazla değişim yaşamaması ön koşuldur. Ne yazık ki, Trabzonspor son yıllarda bu konuda en sorunlu takımların başında geliyor.

Yazmayalım takımın moralini bozmayalım diyerek sabretmeyi yeğledik ama önceki gün deplasmanda oynanan maçta bordo-mavili  formayı taşıyan futbolcuların vurdumduymazlıklarını izleyince yazmama gibi bir düşüncemiz ortadan kalktı.

Akhisar Belediyespor maçını baştan sona kadar izledik. Ziraat Türkiye Kupası'nda da 1-0 yenilerek elendiği rakibi karşısında kazanma hırsından mahrum, ne yaptığını bilmeyen futbolcular mangasını izlerken kahrolduk.

Akhisar'ın, oyuna agresif ve etkili başladığını gördük. Trabzonspor'u kendi alanından çıkarmamak için yaptıkları pres ile rakibi hataya zorladılar. Yenilen gol ise yine her zaman olduğu gibi duran toptaki adam paylaşımı yetersizliğinden kaynaklandı. Atılan golde ise Muhammet'in takipçiliği ve becerisi vardı.

İlk yarıda Trabzonspor adına en önemli ve belki de maçın kırılma noktası diyebileceğimiz pozisyon ise Yusuf'a ceza alanı içerisinde yapılan harekete hakemin neden penaltı vermediğini anlamak gerçekten güç.

İkinci yarı ise Trabzonspor'un ilk yarıya göre rakip alanda daha fazla gözüktüğü ve pozisyon ürettiğini görülse de sonuç itibari ile Trabzonspor, Spor Toto Süper Lig'in 20. haftasında, Akhisar Belediyespor deplasmanında sahadan 2-1 mağlup ayrıldı.

Bu takımın forması bu kadar ucuz değil. Bu takımı bu hale getiren ve futbolcu olarak alınıp dünyalar kadar para harcayan kulübün bir an evvel böyle takım ruhunu taşımayan bu mangayı derhal pasifize edip adam gibi savaşan sahada ayak basmadık yer bırakmayan yürekli futbolculara bu forma teslim edilmelidir.

Akhisar Belediyespor karşısına pilot takım 1461 Trabzon'u çıkarsaydınız emin olun ki bu takımı yenerek  Trabzon'a dönerdi.

Dedim ya ruh ve takım sevgisi olmayınca en kötü takım karşısında da böyle dökülür kalırsınız. Biz yöneticilerimizin art niyetli olduklarını asla söylemiyoruz. Ancak sahada yer alan 11 kişinin ne yaptığını bilmemesi taraftarları kahretmektedir.

Bu takımın kaderi bu olmamalıydı. Bu takımın arkasında gece gündüz duran ve desteklerini yaz kış demeden sürdüren sporseverlere yazık.  Trabzonspor'da takım ruhunu sahaya yansıtacak, giydiği formayı sonuna kadar terletecek yürekli futbolculara ihtiyaç var.

Yazık..Trabzonspor bunu hak etmiyor!

Trabzonspor hiçbir dönem bu kadar ezilmemiş ve bu kadar sıradan bir takım olmamıştı. Ne yazıktır ki geçmişi bile arar hale getirdiler. 

Gerçi futbol da geçmiş yoktur, hep gelecek vardır ve en son oynan maçtan sonra, o maç bitmiştir. Artık önümüzdeki maç önemli ve onun kazanılması için yapılacak antrenman ve çalışmalar önemlidir. İşte kazanmak, takım ruhu ile hareket eden ve sadece maçın kazanılması için yapılan çalışmaların, maçta sahaya yansımasıdır.

Trabzonspor bunu hak etmiyor, ruhsuz futbol ile nereye kadar?

Maç içindeki stres, heyecan, yapılan basit hatalardaki isyan, ama hep ümit, hep mücadele, bu maç kazanılmalı, ne olursa olsun kazanılmalı.

En nihayetinde futbol bir yarışma, kaybetsen de, kazansan da veya berabere bitse de sonunda ölüm yok, dünya kupası finali de değil ama ne olursa olsun bir iş yapılırken, eldeki imkanlarla, adil, ve başarı için gereken yapılmalı.

Elbette iyi antrenmanla, moralle motivasyonla, kazanmak için ne gerekiyorsa futbolcuların sahada yapmaları, dışarıda birbirlerini sevmemelerde, içerde sahada ve en önemlisi yedek kulübesindeki herkes kazanmak için bütün gücünü kullanmalı veya kullandırılmalı.

Burada işte yönetmek çok önemli. futbolcunu maç için konsantrasyonunu, maçın önemini ve nasıl davranacağını, o an hayatla ilişkisinin kesilip, salt maçı kazanmak için maçın havasına, konsantrasyonu sadece maçla ilgili düşüncelere yoğunlaştırıp, maçı kazanmak için varını yoğunu harcamasını sağlamak teknik direktörün becerisi olmalıdır.

Bu meyanda  bundan sonraki maçlarda skorlar ne olursa olsun Hami Mandıralı sezon sonuna kadar takımın başında kalmalı diyenlerdenim.  Çünkü ligde ve kupa da hiç bir iddiası kalmamış Trabzonspor'un bu saatten sonra teknik adam değiştirmek lüksü yoktur.

Trabzonspor, belli ki içindeki sorunu henüz çözmemiş

Futbolcularda birlik, beraberlik, takım ruhu, kazanma duygusu, takım olma olgusu denen unsurların olmadığı gözlemlendi.

Maç sahada tüm futbolcuların terinin son damlasına kadar yapacağı mücadele ile olur. Çaba göstermeyen şöhret maçı alamaz, terinin son damlasına kadar varını yoğunu ortaya koyan genç veya isimsiz bir futbolcu takım ruhu için her zaman daha yararlıdır. Dünya futbolundaki örneklerinde de görüyoruz, pahalı ve şöhret transferlerle  başarı garanti değildir.

Neticede hangi iş kolu veya spor müsabakası olsun, takım ruhu ve mücadele gücünü sahaya yansıtmayan takım veya ekipler başarılı olamaz.