Bu hafta sonu Trabzonspor Kulübü için hayati derecede önemli bir
kongre var.
Başka zamanda olsa pek üstünde durulmazdı. Türkiye'nin en önemli
kulüplerinden biri öyle bir noktaya geldi ki, mali kongre bir seçim
yapılmasını gerektirdi.
Nedenlerine girmek istemiyorum ancak sevabıyla günahıyla İbrahim
Hacıosmanoğlu yönetiminin tılsımı kaçtı.
Hemen ve daha da önemlisi, temele inen bir reform sürecinin
derhal başlatılması artık kaçınılmazlaştı.
Hacıosmanoğlu'nun başkanlık süresi 2014'e kadar gidiyor ancak
direnmesi hem kendine hem de kulübe çok pahalıya mal olacağı için
bir kararın çıkması bekleniyor.
Genel eğilim, yönetimi seçime zorlamaktan yana. Bunun da iki
yolu var. Ya İbrahim başkan kendi isteğiyle seçime gidecek veya
delegeler yönetimi mali veya idari yönden ibra etmeyerek seçimin
önünü açacak.
İbrahim Hacıosmanoğlu ve ekibi iyi niyetle çalıştı. Hataları
oldu ancak çok yararlı işler de yaptılar. Mali hesapları ibra
etmemek (Nuri Albayrak dönemi hariç) Trabzonspor'un ne geleneğinde
vardır ne de Hacıosmanoğlu ve ekibinin olağanüstü çabaları
karşısında şık bir hareket olur.
Eğer İbrahim Hacıosmanoğlu seçimlere gitmeme ve 2014'e kadar
devam etme konusunda ısrarlı olursa, o zaman belki idari yönden
ibra etmeyerek bir zorlamaya gidilebilir. Yoksa değişimin gergin
başlamaması gerekiyor.
Zira bu kongre ile birlikte Trabzonspor bambaşka bir sürece
girecek.
Trabzonspor'da bundan böyle istenmemesi ve ne pahasına olursa
olsun engellenmesi gereken tek şey, eski mahalle kavgalarına
girilmesidir. Bırakalım küçük hesapları, sen-ben çekişmelerini ve
bir defalığına büyük resmi görelim.
Kulübü böyle kurtaralım.
Kulübün parası çarçur edilmemeli
Trabzonspor'dan 200 bin euroluk alacağı ödenmediği için önce
UEFA'da dava açan ve Trabzonspor'u 1.milyon 268 bin Euro tazminat
ödemeye mahkum ettiren Kizito Musampa ardından CAS'daki davayıda
kazandı.
Bu alışkanlık sadece Trabzonspor'a ait değil. Galiba genelde tüm
Türk kulüplerine özgü bir yaklaşım.
Trabzonspor Nuri Albayrak döneminde transfer ettiği Kiki
Musampa' hem UEFA' hemde CAS'taki daki davayı kazanarak
Trabzonspor'u yüksek miktarda tazminat ödemeye mahkum ettirdi.
Bir antrenör veya futbolcu getirtiliyor. Dünyanın parası
veriliyor. Maç kazandıramazsa sezonun ortasında kapı dışarı
ediliyor.
Hem de dünya kadar tazminat ödeniyor.
Ayrıca 25-26 Mayıs'ta yapılan olağanüstü genel kurul'da
Trabzonspor'un 175 milyon lira borcunun olduğu açıklanmıştı. O
günden bu yana geçen 6 aylık süre zarfında bu borç artmış mı yoksa
eksilmiş mi bilmiyoruz. Bilinen bir şey ise önümüzdeki 3 yıllık tüm
gelirleri de şimdiden harcanmış durumda. Yani 3 yıllık gelirler
temlik altında...
Trabzonspor'un geldiği nokta bellidir. Pazar günü yapılacak
seçimin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hep beraber
Trabzonspor'a yakışır bir şekilde seçim yapmanın temel görevimiz
olduğunu hatırlatıyorum.
Bu hafta sonu bir seçim yapacağız. Trabzonspor yeni bir döneme
girecek. Herkes kararını vermiş ve safını tutmuş vaziyette. Şu
dakikadan sonra kırgınlık yaratacak sözler ve bizlere yakışmayacak
görüntüler vermemek gerektiğini düşünüyorum.