Şok! Başkan önce tokat attı sonra kovdu!
Felsefesi 'iyi birey, iyi vatandaş, iyi futbolcu' olan Altınordu Kulübü'nde acı olay. Özkaynağa dayanan bir futbol yapısı kuran İzmir kulübünün başkanı Seyit Mehmet Özkan'ın, 9 Ağustos 2015'te genç futbolcusu Berk Akgönül'e tokat attığı ortaya çıktı.
Son iki yıldır Türkiye futbolunda
'Altınordu’nun ayak sesleri’ duyuluyor! Kulüp, altyapı akademisiyle
bir futbol devriminin fitilini ateşledi.
Futbolcularına yaptırdığı “İyi birey, iyi vatandaş, iyi
futbolcu” temalı yeminle; yabancı ve kulüp dışından yerli
oyuncu transfer etmeme kararıyla ve de milli takımlara gönderdiği
onlarca oyuncuyla sık sık övgülerle manşetlere taşınan bir kulüp
oldu; PTT 1. Lig temsilcisi Altınordu... Ancak
bu devrim bugün ortaya çıkan bir tokatla sarsılıyor!
Kulübün sekiz maddelik değerler listesinin yedincisi
şöyle:
“Çocuklarımıza, insanımıza ve doğaya sevgi ile yaklaşmak.”
Fakat bu felsefeyi oluşturan başkan Seyit Mehmet Özkan’ın
İsviçre’deki turnuvada futbolcusu Berk Akgönül’e tokat attığı
ortaya çıktı. Şu anda Bursaspor altyapısında oynayan 16 yaşındaki
Berk Akgönül, babası Murat Akgönül ve Altınordu Başkanı Özken, 9
Ağustos 2015’te İsviçre’deki ‘Swiss Cup’ta yaşanan olayı Hürriyet
Gazetesi’ne anlattılar...
GÖZLERiMi KAPATIP ‘SEN DE BANA VUR’ DEDiM
Hürriyet'in haberine göre; Dövdüğü eski altyapı futbolcusu
Berk Akgönül’den aynı şekilde kendisine vurmasını istediğini
anlatan Altınordu Başkanı Özkan, hâlâ bunun pişmanlığını yaşadığını
söyledi. Özkan, “Bir anlık refleksti. Bir kez daha özür
diliyorum” dedi.
Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan, Berk Akgönül’e tokat
attığını kabul ederek, pişmanlığının sürdüğünü ve bir kez daha eski
futbolcusundan özür dilediğini söyledi.
-Sayın Özkan, Berk’e neden tokat attınız?
-Herkesin başına gelebilecek bu olayı, ben de yaşadım. Yurt
dışındaki bir turnuvada, çocuklarımla final heyecanı yaşarken,
yıllarca
oğlum gibi büyüttüğüm, iyi birey, iyi vatandaş ve iyi
futbolcu olmayı öğretmeye çalıştığım Berk’in takım ruhundan, ortak
heyecandan ve arkadaşlarından uzak, adeta umarsızca tavrı, bir
saniye içinde bende farklı bir ruh hali ortaya çıkardı. Kendimi
tutamadım ve insani bir refleksle, halen büyük pişmanlığını
yaşadığım olayı yaptım. Hemen sonra da Berk’ten özür dileyip
gönlünü aldım.
Hepimiz insanız ve duygularımıza yenik düştüğümüz anlar
yaşıyoruz. Bunları törpülemek ve ileride pişmanlık yaşayacağımız
her olay karşısında sakinliğimizi korumak gerekiyor ancak insan
böyle bir varlık işte.
-Ertesi gün herkesin önünde atkıyla gözlerinizi kapatıp,
“Sen de bana vur” demişsiniz, öyle mi?
-Evet doğru. Onun bana gelip vurmayacağını biliyordum.
gGörmemi istemiyorsan gözlerim bağlayacağım. Bir hırsın varsa, sen
de gel bana vur” dedim.
-Peki barıştığınız halde Berk’i neden
gönderdiniz?
-Yeminimizde gamsız olunmayacağı var. Berk, çok gamsız ve
coşkusuzdu. Genç Milli Takım’dam da bu yönde eleştiriler geldi. Bu
yüzden yolumuzu ayırdık.
-Babası size bir türlü ulaşamadığını söyledi. Neden
görüşmediniz kendisiyle?
-Genel kaptanlarım var, okul müdürüm var. Tüm velilerle tek
tek görüşemem ki...
-Ama özel bir durum vardı...
-Babasının beni aradığını yeminle bilmiyordum. Berk ile işi
tamamen bitirdiğimizi düşündüm. Çünkü idmanlarda beraber
olduk.
BERK'İN BABASI MURAT AKGÖNÜL: “BAŞKANIN ŞEKERi ÇIKMIŞ”
DEDiLER
Berk’in babası Murat Akgönül de konuya ilişkin konuştu. Baba
Akgönül, kulübe dayak olayının nasıl olduğunu sorduğunda kendisine
“Başkanın şekeri çıkmış” yanıtının verildiğini söyledi. Akgönül,
başkan Seyit Mehmet Özkan’a, olaydan sonra çok uğraşmasına rağmen,
bir türlü ulaşamadığını da anlattı.
-Oğlunuzun dayak yediğini ilk duyduğunuzda tepkiniz ne
oldu?
-Çok sinirlendim. Ne yapacağımı ben de bilemedim. Direkt
tepki verip, haklıyken haksız duruma düşmek de istemedim. Sedat
Hoca’yı (Sedat Gündoğdu, genel kaptan) aradım. Berk’in hocasıyla da
konuştum. “Niye söylemediniz” dedim, “Nasıl söyleyeyim ağabey,
söyleyemedik” dedi. Ben de “Nasıl söylemezsiniz, çocuklarımızı size
emanet ediyoruz. Beğenmezseniz kapıyı gösteririsiniz, tokalaşır,
gideriz” dedim.
Halit Hoca (Eroğlu) ile konuştum. “Ağabey, olayı
büyütmeyelim. Başkan da çok üzgün” dedi. özür falan da yok.
Başkanla hiçbir şekilde bir araya gelemedik. Sonunda “Lanet olsun”
dedik.
-Oğlunuz olayı sizden önce saklamış. O söyleyene kadar
davranışlarında bir anormallik gördünüz mü?
- Anormallik vardı. İsviçre’deyken telefonla görüştüm. Bir
gariplik vardı. Hocasına “Çocuk hasta falan mı, bir problem mi var”
dedim, “Yok, her şey iyi” dedi. Toparlamak zor oldu.
-Öğrendiğinizde hocaları size ne dedi?
- “Başkanın şekeri çıkmış falan” dediler. Ben de “Ya her
şekeri çıkan bir adam döverse yandık o zaman” dedim. Hocaların bir
söz hakları yok. Başkan ne derse, o oluyor.
-Çocuğu neden Altınordu’dan almadınız?
-Ben hemen almaktan yanaydım ama çocuk ısrarla, kalmaktan
yanaydı. “Savaşacağım” deyince, elimiz kolumuzu bağladı.
-Hukuki yollara başvurdunuz mu?
-Biz hiç o boyutta düşünmedik, aklımıza gelmedi...
-Bu olaylar bizde normal karşılanıyor sanki...
-Normal karşılanmıyor. Ben çocuğun isteğine yenik düştüm.
Yoksa o gün kulüpten alacaktım.
BERK AKGÖNÜL: BAŞKAN BANA 6 TOKAT ATTI
Berk, olay nasıl oldu anlatır mısın?
İsviçre’de turnuva vardı. Oraya gittik. Yarı final maçı
müsabakası vardı. Ondan sonra işte bu tokat olayı gerçekleşti.
Başkan gelmişti. Ben de yorgundum. Oturdum, su falan içiyordum
arkada. Beni gördü o sırada ‘Ne yapıyorsun sen’ deyip tokat
attı.
Sebebi neydi?
Sebep ‘Niye onu dinlemiyormuşum’. Onu dinlemediğimi
sanıyordu.
Kaç tokat attı?
Altı tokat attı.
O anda neler hissetin?
Arkadaşlarımın gözü önünde küçük düştüm. Onların yüzüne
bakamayacak hale kadar geldim.
Sonra ne oldu?
Sonrası sabah özür diledi. Atkıyla gözlerini sardı ve “Gel
sen de vur” dedi. Ben bir şey yapmadım.
Ailene ne zaman olayı anlattın?
Ben, olay oldu ilkin babama söylemedim. 2-3 hafta civarı
sakladım. İyice olaylar yatışsın ondan sonra söylerim diye. Sıcağı
sıcağına bir şey olur diye, sonra söyledim. Babam sonra tesislere
gitti o zaman kovulduğumu söylediler.
Dönüşte ne oldu?
Bu olay yaşandı biz Türkiye’ye geri döndük. Benim, tokat
sonrası ‘gitmek isterim’ diye, evraklarımı hazırladılar. Ama ben
gitmek istemiyordum çünkü onların antrenmanları güzeldi. Birkaç
hafta idmanlara çıktım. Sonra başkan “Berk Akgönül’ü gönderin” diye
mail atmış...
Peki dayak yediğin halde neden ayrılmadın?
Çalışma sistemi çok iyi .
Tam olarak ne zaman ayrıldın Altınordu’dan?
Olaydan 3-4 hafta sonra ayrıldım. Mail falan geldi işte o
sıra ayrıldım. Direkt bonservisimi verdiler.
Şu an Bursaspor altyapısındasın. İki kulübü kıyaslarsan
hangisi daha iyi?
Çalışma olarak Altınordu daha iyi ama Bursa da köklü olduğu
için iyi . Hem kendini daha rahat hissediyorsun. Hocaların
davranışı daha iyi. O bakımdan Bursaspor...
Tokat yemek bir oyuncunun psikolojisini etkiler
mi?
Futbolla tokat yan yana tabii ki olmaz. İnsanın psikolojisini
kötü etkiler, etkilemez mi?
Buna benzer başka olaylar oldu mu?
Benzer olaylar olduğunu ben görmedim. Yalan söylemek istemem
ama bağırdığı hırpaladığı çok şey oldu.