Çeyrek final rövanş karşılaşmasında
Fenerbahçe çok iyi bir futbol oynamasa da istediği sonucu aldı. Bu
tür karşılaşmalarda futboldan ziyade istenilen skor önemlidir.
Bütün maçları değerlendirdiğimizde elini kolunu sallaya sallaya
turu geçen takım olmadı. Bütün karşılaşmalar zorlu geçti.
Fenerbahçe Lazio karşısında ilk yarıda gerçekten çok kötü bir
futbol oynadı. Hatta futbol bile oynayamadı. Lazio golü bulduktan
sonra Fenerbahçe kendine geldi. Caner’in golünden sonra ise zaten
Fenerbahçe iyi top yaptı. Lazio o dakikadan sonra turun gelmesinin
çok zor olduğunu biliyordu ve onların istek ve azmi de sona
erdi.
Volkan günündeydi. Her ne kadar
güven vermeyen bir görüntü çizmiş olsa da kritik kurtarışlarla
turun gelmesine büyük katkı sağladı. Caner mükemmel oynadı. Onun
golü turu getirdi. Salih bu futbolu ile mevkiisinde oynayan tüm
oyunculardan daha verimli oynuyor. Bu sene de şans bulmasına rağmen
önümüzdeki yıl ilk onbirde adının ilk olarak yazılacağını
düşünüyorum. Büyük bir ihtimalle de bir takviye yapılarak Cristian
ile yollar ayrılacak. Ligde ve Avrupa’da Stoch ve Krasiç gibi iki
önemli isimden verim alamadık. Onların futboldan uzak görüntüleri
kadroya girmemelerine neden oluyor. Fenerbahçe’nin bu oyun
siteminde tek forvet iş görmüyor. Webo, Sow oyundayken daha verimli
oynuyor. Kuyt, sağ kanatta daha çok kaldığı için içeriye istenilen
kadar giremiyor. Sow, Webo ve Kuyt ileri üçlü oldukları anda
Fenerbahçe’nin oyunu da izleyenlere keyif veriyor. Kadroda olup
takıma destek sağlama noktasında eksik kalan oyuncuların önümüzdeki
yıl kadroda kalmalarının bir anlamı yok.
Şimdi yarı finalde Benfica ile
karşılaşacağız. Tabi ki ben Basel biraz daha istenilen bir takımdı.
Benfica ve Chelsea Basel’e göre daha iyi ve yarı final maçları
nefes kesecek. Chelsea çok zorlanmaz diye düşünüyorum. Basel ile
Tottenham eşleşmesinde de Tottenham rahat geçer diye düşünülüyordu
ama Basel yarı finale kaldı. Bu tür maçlarda her zaman favori
kazanmıyor. Fenerbahçe ilk maçı kendi sahasında oynayacak.
Lazio maçında olduğu gibi ilk karşılaşmada gol yemediğimiz
taktirde tur şansımız artacaktır. Diğer eşleşmede sürpriz olacağını
sanmıyorum. Bu turun galibi finalde büyük bir ihtimalle Chelsea ile
karşılaşacak. Umarım finale kalan takım Fenerbahçe
olacaktır.
Sadece Avrupa kupası mücadelesi
yetmiyor. Bunun yanı sıra Fenerbahçe Türkiye Kupası ve ligde de
yoluna devam ediyor. Kupada yarı final karşılaşmaları var. Ligde
puan kaybına tahammül yok. Fenerbahçe üç kulvarda da şu ana kadar
iyi mücadele etti. Rehavete kapılmadan sadece sahaya odaklanmaya
devam ederlerse ve biraz da Aykut hoca takıma kendi futbolunu
oynatırsa üç kulvarda da başarı Fenerbahçe’ye uzak değil. Ligde
Galatasaray’ın puan kaybetmesini bekleyecek. Eğer Galatasaray 33.
hafta öncesinde puan kaybı yaşarsa avantaj Fenerbahçe’ye
geçecektir. Kendi sahasında Galatasaray ile oynayacak olmanın
avantajını değerlendiremezse çekilen eziyetin anlamı kalmaz.
Son olarak Aykut Kocaman için bir
paragraf ayırmak istedim. Ben Aykut hocanın oynattığı futbolu
beğenmeyenlerdenim. Rakibe göre oynamak yerine kendi futbolunu
rakibe kabul ettirmeli. Taraftarın her maç çektiği
sıkıntının kelimelerle tarifi olamaz. Kadro iyi olmasına rağmen
oyuncuların tanınamayacak kadar kötü oynadıklarını görenler elbette
sitem etmekte haklı. Bu duruma rağmen üç kulvarda da başarı ile
ilerleyen Fenerbahçe var. İşte bu durum insanları da ikilemde
bırakıyor. Daha iyi olabilecek bir Fenerbahçe’yi Aykut hocamı
frenliyor yoksa takımın kapasitesi mi bu karar
veremiyorum. Umarım Fenerbahçe bütün kulvarlarda başarılı
olurda biz yanılmaya devam ederiz. Aykut Kocaman’ı eleştirdiğimiz
gibi tebrik etmesini de biliriz ve gerektiği zaman tebrik ediyoruz.
Fakat sosyal medyada maç esnasında kötü giderken küfürler
yağdıran kişiliksizler maç sonunda sevinç çığlıkları atıyorlar ya
işte onlar Fenerbahçe ‘nin adını ağzına almasınlar.
Eleştirenler elbette olacak ama futboldan anlamayan, maçı bile
izlemeyen ve sadece televizyonun köşesindeki skora göre yorum
yapanları yine sizlerin takdirine bırakıyorum.