Kiralık borazancılara prim verilmemeli

Kiralık borazancılara prim verilmemeli

Nurettin Özgenç ts.nurettinozgenc@gmail.com

Trabzonspor taraftarlarını fanatiklikle, fanatizmlikle suçlayanlar Fenerbahçe-Galatasaray maçı sonrasında yaşananlar için ne diyecekler?

Aynı şekilde çağdaş, demokrat, ilerici denilen İzmir'in takımı olan Göztepe spor taraftarlarının stadı dağıtmaları,polise saldırmaları karşısında sus-pus olanlar iş Trabzonspor olunca ortalığı velveleye veriyorlardı.

Zira Ortada Hatay Reyhanlı'da olduğu gibi cinayet var,kamu malının zarar görmesi var,esnafın zararı ,halkın korkusu ve endişesi var.

Ben, futbol fanatizmi gibi her nevi fanatizmin ve her abartılmış oyun gösterisinin Medeniyet anlayışı zayıf insanlar tarafından sürüklendiğini ve keza bu gibi insanlar tarafından abartıldığını kışkırtıldığını düşünüyorum.

Sözde Türkiye'nin en medeni (!) taraftarıdır.Her ne kadar başkanları bizde küfür yok,biz Türkiye'nin en medeni taraftarıyız dese de Pazar günü yapılanlar ayan beyan ortada.

Medenî dünyanın her yerinde barışa, dostluğa ve muhabbete vesile olan sportif rekabetlerin bizde yer yer derin düşmanlıklar biçiminde tecelli etmesi ise düşündürücüdür.

Sportif rekabetlerden dostça münasebetler üretilerek karşılıklı gayret, fedakarlık, anlayış, hoşgörü gerektiren bir medenî haslet olması lazım. Bazı futbolcuların müsabaka esnasında agresif tavırlar sergilemesi rakip oyuncunun gırtlağını sıkması ve alenen küfür etmesi ile başlayan olaylar saha dışında sürmesi ve yine bazı taraftarların maç esnasında ve sonrasında ortalığı dağıtmaları seviye kaybıdır ve biz bu günlerde böyle bir durumu maalesef yaşamaktayız.

Örneğin; Fenerbahçeli kaleci Volkan ile Galatasaraylı Sabri'nin davranışları ortada... Ben, efendi ve sağduyulu taraftarları ve yöneticileri tenzih ederim sözüm futbolu çığırından çıkaran barbarlara...

Kulüpler kiralık borazancılara prim vermemeli

Tribün terörü ve saha içi kabadayılığı diye adlandırılan bu tatsızlıkların bir günlük kararlı bir mesai neticesinde çok kat'i bir şekilde sona erdirilmesi pekâlâ mümkündür; ne yazık ki bu terörü, sadece tribün borazancıları değil derece farkıyla yayılmak suretiyle kulüp yönetimleri, masum gibi taraftarlar ve özellikle spor basını da destekliyor. İlişkilerin nasıl işlediğini bütün ayrıntılarıyla bilmeme imkân yok lakin her kulübün "profesyonel seyirci" diyebileceğimiz ve sayısı yüzlerle ifade edilebilecek bir serseri topluluğunu finanse ettiğini, onlara kendi stadyumlarına rahatça giriş çıkış imtiyazı tanıdığını, her maçta binli rakamlarla ifade edilen miktarda bedava bilet verdiklerini ve en kötüsü taraftarlarla polis ve adliye arasında çıkan ihtilaflarda koruyucu tavır takındıklarını bilmeyen kalmadı.

Tribün terörü ve saha içi kabadayılığı sona erdirilmeli

Maç sevdalısı efendi seyirciler eskiden olduğu gibi örgütsüz ve amatör ruhla faaliyet gösteren birer grup olmaktan çıktılar; örgütlendiler; spor basını üzerinde etkileme gücü kazandılar ve her birinin internet siteleri var. Bu topluluklar, A veya B kulübünün çıplak güce başvurmak ihtiyacını duyduğu anlarda vatani hizmet tertibinden hizmet vermekten de çekinmiyorlar. Bu grupların desteksiz ve himayesiz bırakılması çok net bir şekilde kulüp yöneticilerinin arzusuna bağlıdır; bu tür topluluklar maddi gelirden mahrum bırakıldıkları gün sayıca ve etki itibariyle dikkate alınmayacak kadar ufalacakları da gayet açıktır.

Fanatizm, tek kelimeyle hakikatin vicdanda tecavüze uğramasıdır; önceden tarif edilmiş sevgileri ve bağlılıkları yüceltmek uğruna realitenin inkârıdır. Ayrıca kulüp taraftarlığı vicdanın ve akli melekelerin önüne geçmemeli.

Kulüpler bedava bilet dağıtıyor

Sporda şiddetin ve ayrımcılığın önüne acilen geçilmeli. Spor, insanlara her zaman güzellikler sunar, birleştiricidir. Son yıllarda spor giderek şiddet sarmalı içinde kalmaktadır. Yaşanan olumsuzlukların artması ve sistematik hale gelmesi düşündürücüdür.

Şiddetin spor sahalarını giderek daha fazla etkisi altına aldığı açık. Bu vahim durum gerçek sporseverlerin bir süre sonra giderek spor sahalarından çekilmesine neden olmaktadır. Spor otoriteleri, spor yöneticileri ve önderleri bu tablo karşısında hiçbir şey yapmadan durmamalı.

Hakeza sporda şiddet ve ayrımcılığı görmezden gelinmemeli veya basit bir şeymiş gibi görülmemeli. Bu tablonun önlenmemesinin gelecekte daha vahim sonuçlar doğurabilir.

Trabzonsporlulara ön yargılı bakılmamalı

Bu tür olumsuz olayların hiç bir zaman içinde ve yanında olmayan centilmen Trabzonspor taraftarları takdir edilmeli.

Bazı iki yüzlü ve Trabzonspor'a ön yargılı olanlar asıl medeni ve misafirperver sporseverlerin bordo-mavili taraftarlar olduğunu er geç anlayacaklar.

Keza Trabzonspor taraftarları, Türkiye Süper Liginde oynayan takımlar arasında en medeni ve bilinçli taraftardır bu böyle biline.