UEFA Avrupa Ligi'nde Trabzonspor deplasmanda Juventus'a 2-0
mağlup oldu.
Karadeniz ekibi ligdeki futbol disiplininden uzak, paramparça
oyunu ile düşününce ve teknik direktör çalkantılarının tam
ortasında Juventus gibi bir rakiple karşı karşıya kalınca ister
istemez umutsuzluk yaşamıştır.
Trabzonspor baskılı değilse bile atak futbol oynadığı ve bir kaç
fırsat yakaladığı maçta Juventus'a şanssız bir şekilde 2-0 yenildi.
Ancak bir sonraki rövanş maçında elbet bunun acısı çıkar.
Trabzonspor kendi hatasıyla iki gol yedi. Açıkçası golleri
Juventus atmadı, Trabzonspor yedi. Sadece Trabzon ceza alanına
yakın yerlerde dönem dönem şok preslerle top kazanıp, pozisyon
bulmak istediler. Bunun sonucunda ne yazık ki Juventus
Trabzonspor'u 2-0 yendi. Deplasmandan 2 golle dönen
Trabzonsporlular şuan için üzülse de, bütün umutlarını kendi
evlerinde oynayacakları rövanş maçına bağlasınlar.
İtalya lideri Juventus gollerin dışında önemli bir pozisyon
üretemediği gibi oyun planındaki durgunluk ve ayağa oynama özeni
nedeniyle Trabzonspor zaman zaman şans yakaladı ama
değerlendiremedi.
Güçlü rakip Juventus karşında yenilmek değil, ezilmemekte
önemliydi. Nitekim etkili olmayan birkaç isim dışında mücadele eden
bir Trabzonspor izliyorduk.
2-0 yenik bir takım rövanşta durumu lehine çevirebilir mi? Bunun
örnekleri çok. Üstelik Juventus'un dün geceki performansına
baktığımızda kendi evindeki bir takıma göre fevkalade değildi.
Futbol böyle bir şey işte... Her an her şey değişiyor.. Maçın
iki kader anı vardı.. Biri verilmeyen gol diğeri ise uzatma
dakikalarında yediği şansız gol. Top tam olarak çizgiyi geçmediği
halde, hakemin kararıyla net sayılabilecek gol gümbürtüye
gitti.
Zira skor 1-1 olacak, maçtaki bütün senaryo Trabzon lehine
değişecekti. Fırtına da ümitlerini taşıyacaktı Trabzon'a ... 1-0 da
bordo-mavili takım için bir şanstı ama işte dedik ya futbol böyle
bir şey. Hele hele uzatma dakikalarında yenilen talihsiz bir gol
her şeyi alt üst etti, moralleri bozdu. 2-0'lık skor, özellikle bir
İtalyan takımı için bulunmaz nimet... Tabii ki havlu attık
demiyoruz ama gerçekçi de olmak lazım.
İstifalar kulübü Trabzonspor'da, Mustafa Akçay'ın harcanarak
istifa etmesinden sonra takımın başına geçen teknik sorumlu Hami
Mandıralı "Trabzon'da horon dik oynanır, biz de dik
oynadık" derken tam olarak özetledi durumu aslında.
Hami'nin kısa süreçteki adımları, duruşu ve açıklamaları,
ayakları yere sağlam basan bir teknik direktör havası veriyor.
Avrupa arenasında takımın başında teknik adam olarak ilk
sınavını veren Hami hoca geçer not almıştır. Karakteri, duruşu,
oyuncu değişiklikleri ve taktik anlayışı ile bu yükün altından
kalkacağına dair inancımızı pekiştirdiğine göre sonuna kadar
desteklenmeli.
Gerçeği zaman gösterecek. Dilerim bu şans, hem onun kariyerini
taçlandırır hem Trabzonspor'un fırtına gibi esmesine katkı
sağlar.
Trabzonspor'un rövanşta işi zor ama imkansız gibi değil.
Bekleyelim, görelim. Herkes gibi benim de umudum var!