Harcadılar harcadılar doymadılar!

Manchester City ve Chelsea, Fransız Paris St. Germain, İtalyan AC Milan sermayedarların eline geçen kulüpler olarak göze çarpıyor.

İngiltere Premier Ligi ekiplerinden Manchester City ve Chelsea, Fransız Paris St. Germain, İtalyan AC Milan sermayedarların eline geçen kulüpler olarak göze çarpıyor.
 
 

 
1990'ların başında sadece bir oyun olmaktan çıkan futbol, ticarileşmeye başlarken, büyüyen pazardan sermayedarlar da pay çıkarmak istedi. Kara para aklamak isteyen mafyatik kulüp başkanlarından, petrol zenginlerine, siyasi iktidarı elinde tutan kişilerden, futbol hakkında hiç bir fikri olmayan başkanlara kadar bir çok kişiyi kulüplerin başında görüldü ve görülmeye devam ediliyor. İngiltere Premier Ligi ekiplerinden Manchester City ve Chelsea, Fransız Paris St. Germain, İtalyan AC Milan sermayedarların eline geçen kulüpler olarak göze çarpıyor.

VE BAZI ÖRNEKLER...

Bu sene başında yine milyonlarca dolar harcanıp toplama takımlar haline getirilen şirket takımları başarıyı yakalayamayınca anlayışı değiştirmek yerine önce teknik direktör değişikliğine gittikten sonra daha fazla para harcayarak başarının gelmesini umdular ve ummaya devam ediyorlar. Önce, Arap sermayesinin elinde bulunan Paris St. Germain toplama takım olma sıkıntısı çekerek başarılı sonuç alamadı ve teknik direktör Antoine Kombouare'nin görevine son vererek, yerine İtalyan Carlo Ancelotti getirildi. Diğer bir örnek ise, uzun süre gündemi işgal eden, Chelsea'nin eski teknik direktörü Andre Villas-Boas.

Geçen sezon, Fernando Torres'e 48 Milyon Euro veren Chelsea, bu sezon da Oriol Romeu, Thibaut Courtois, Patrick Bamford, Juan Mata, Kevin De Bruyne, Gary Cahill, Raul Meireles, Romelu Lukaku, Ulises Davila'yı kadrosuna katarken, 109 Milyon Euro harcadı.

Şimdiden ulusal liglerine havlu atan zengin kulüpler, diğer sezonun transferlerini planlarken, dudak uçuklatan rakamlardan bahsediliyor. Roman Abromovich'in transfer listesinde, yıldızı parlayan Edinson Cavani, Hulk, Radamel Falcao, Gonzalo Higuain, Arjen Robben, Eden Hazard gibi oyuncular bulunurken, futbolcuların bonservis bedelleri 40 Milyon Euro'dan aşşağı değil.

RUSLAR VE ARAP SERMAYESİ

Diğer bir taraftan, futbol pazarına yeni yeni girmeye başlayan Rus kulüpleri de toplama takımlar yaratma çabasında. Eto'o ve Roberto Carlos'u kadrosuna katan Rusya Premier Lig kulübü Anzhi dikkatleri üzerine çekerken, ara transfer döneminde Carlos Tevez için devreye girmiş ancak oyuncuyla anlaşamamıştı. Katar sermayesinin elinde bulunan Paris St. Germain ise bu sene ligde ve Avrupa'da aradığını bulamazken, gelecek sezon için kadrosuna Pato, Luis Suarez, Alex Song, Kolo Toure gibi yıldızları katacağı iddia ediliyor.

Arap sermayesi kulübü Manchester City ise geçtiğimiz sezon aradığını bulamazken bu sezon bilgisayar oyunlarında yaratılabilecek bir kadroyla sezona başladı. Kadrosuna, Samir Nasri, Kun Agüero ve Gael Clichy'i katarken kasasından 97 Milyon Euro harcadı. İngiliz basınında hala adı transferle geçen kulüp, gelecek sezon için kadrosunda Gonzalo Higuain, Robin van Persie, Eden Hazard gibi yıldızları düşünüyor.

UKRAYNA ÖRNEĞİ...

Paranın kulüplere el atması, ulusal liglerdeki kültürü de öldürüyor. Örneğin Ukrayna... Son yıllarda, bir zamanlar Avrupa'yı titreten Dinamo Kiev, artık bir patron takımı haline gelen Shaktar Donetsk'in sportif başarı olarak arkasında kalıyor. Ukrayna'da bir çok karanlık işle adı anılan Rinat Ahmedov'un 1996'da kulübün başına geçmesiyle Shaktar Donetsk, son 10 yılda 6 şampiyonluk elde etti.

Sezonun sonuçlanmasıyla birlikte yine milyon dolarları yıldız oyunculara yatırarak toplama takım anlayışına devam edecek olan sermayedarlar transfer gündemini çok meşgul edecek gibi gözüküyor. Sermayedarların elinde bulunmayan kulüpler, global ekonomik kriz ile didinirken, UEFA'nın finansal fair play uygulaması ilgiyi şüphesiz daha da çok çekiyor.

Günün Önemli Haberleri