Hep diyoruz; Trabzon kendi evlatları ile başarıyı yakalar diye.
Öyle de oldu. Kaleci Uğurcan, Yusuf, Abdülkadir Ömür, Abdülkadir
Parmak, Hüseyin ve diğer gençler bu işin üstesinden geleceklerini
gösterdiler...
İlk yarıda gol sesi çıkmadı. Trabzonspor maça baskılı ve
hızlı başlayan taraftı. Beşiktaş kalesinde bol pozisyon
buldu. İlk yarıda devre arasına 0-0 lık bir eşitlikle girilmiş olsa
da enerjik ve istekli bir Trabzonspor izledik. Gol
haricinde topun kaleler halinde görünmesi gol sesi gelmese de gayet
keyifliydi.
Maçın ilk 20 dakikasında Trabzonspor ,Beşiktaş'a neredeyse
pozisyon vermedi. Beşiktaş kalesine sürekli atak yapan Karadeniz
fırtınası, Karius'un iyi oyununa denk geldi.
Trabzonspor'da bireysel beceri ve kalite birleşince, rakip
takımı ceza sahasına sokmuyor. Sosa ve Abdülkadir'in uyumu maçın
rotası açısından gayet iyiyken, Abdülkadir'in oyun esnasında düşüşe
geçmesi ikili mücadelelerde ayakta kalamamasına neden oluyor.
İkinci yarıya baktığımda;
Trabzonspor Beşiktaş karşısındaki zorlu mücadeleyi zevkli bir
maça çevirerek maçı 2-1 almayı başardı. İstekli oyunun
meyvelerini toplayan ve taraftarını mutlu eden bir takım
izledik.
Dakika 53'ü gösterdiğinde Novak'ın golüyle öne geçen
Trabzonspor, oyunu daha kontrollü hale getirmeye başladı.
Dengeli bir oyunla bulduğu pozisyonları değerlendirirken, 74.
dakikada konuk takımın golü Kagawa ile geldi. Dengeli ve sakin
tavrını koruyan Trabzonspor ödülünü 77. dakikada Yusuf'un
muhteşem golüyle maçın skorunu 2-1'e getirdi.
Karius ne kadar kritik kurtarışlar yapsa da, Trabzonspor’un 3
puanı almasına engel olamadı.
Ünal Karaman'ın Trabzonspor'da yakaladığı atmosfer takdire
şayan. Gençlerin de, tecrübelilerin de , İstanbul takımlarına
karşı farklı bir performans göstermesi çok değerli. Evinde
kaybedeceği puana tahammülü olmayan, hareketli oyunuyla maçı
keyifli hale getiren bir takım izledik.
Trabzonspor'un Beşiktaş'ı yenmesiyle birlikte, Beşiktaş
matematiksel olarak şampiyonluk şansını kaybetmiş oldu.