Fatih Altaylı: Mancini'nin ezikliği
Fatih Altaylı, Şampiyonlar Ligi'nde karşı karşıya gelen Galatasaray-Chelsea maçını yorumladı.
Şampiyonlar Ligi 2. turu ilk maçında; temsilcimiz Galatasaray Arena'da Chelsea'yi elinden kaçırdı... 45 dakikaya tutuk başlayan sarı-kırmızılılar henüz 9. dakikada Torres'in golüyle 1-0 geriye düştü. 41'de Burak'ın golü güme gitti! İlk devre böyle sona erdi. Ancak ikinci yarıda bambaşka bir tablo vardı TT Arena'da... Galatasaray oynadı, Maviler izledi... 65'te Chedjou skoru eşitledi. Maç 1-1 bitti.
İŞTE ALTAYLI'NIN YAZISI;
Maçtan önce Galatasaray Teknik Direktörü Mancini "Chelsea bizden 10 kat iyi" derken aslında galiba G.Saray'dan değil kendisinden bahsediyordu! Çünkü Chelsea ile Galatasaray arasında 10 katlık bir fark yoktu. Ama Mancini'nin kişiliği ile Mourinho arasında büyük ihtimalle 10 kattan daha fazla bir fark vardı. Galatasaray bu maçtan galibiyetle ayrılmadıysa bunun tek sorumlusu Mancini'nin ezik kişiliğidir.
Maç kadroları dağıtıldığında yeni transfer ve Galatasaray'da fazla forma şansı bulamayan Hajrovic'in adını gördüğümüzde, senede 3 kez sadece Şampiyonlar Ligi maçlarına gelen kadın taraftarlar bile "Bu ne" demekten kendilerini alamadılar. Mancini, daha ilk hatasını kadro tercihinde göstermişti. Zaten ilk yarının ortasına gelinmeden Hajrovic'in oyundan çıkması Mancini'nin "Ben ne halt ettim" itirafıydı.
Ama o arada Galatasaray bedavadan bir gol yemiş, 1-0 geriye düşmüştü bile. Yekta'nın oyuna girmesiyle Galatasaray orta sahada dengeyi sağladı, kalesinde bir daha tehlike bile görmedi. Mancini'nin oyun kurgusu da ezik kişiliğinin sahaya yansımasıydı. Galatasaray gol atmayı değil, gol atmamayı düşünen bir zihniyetle sahaya yayılmıştı. Ama Allah tarafından futbolcuların içgüdüleri ve Sarı-Kırmızılı forma, Galatasaraylı olduğunu unutmuyor. Mancini'ye rağmen Galatasaray galibiyet arıyordu.
DROGBA NİYE ÇIKTI?
Haftalardır uyuklayan Drogba bu maçta varını yoğunu ortaya koyuyor, Chelsea defansını üzerine çekiyor, kanat oyuncularına alan yaratıyordu. İşte o anda Mancini devreye girdi. Rakip antrenöre "Kim çıksın isterseniz" diye sorsanız hiç kuşkusuz "Drogba" derdi. Çünkü Drogba, Chelsea taraftarına şov yapmaya çalışıyordu ve Galatasaray'ın itici gücüydü. Mancini işte o Drogba'yı oyundan aldı. Niye aldı bilinmez. Büyük ihtimalle "Galatasaray kazanır da, benim maç öncesi tahminim yanlış çıkar" diye düşündü İtalyan! Drogba çıkıncaya kadar en az 3 pozisyon üretmiş olan Galatasaray, Drogba'nın çıkmasından sonra tek bir pozisyona dahi giremedi. Oysa rakip geriye yaslanmış, Galatasaray'ın oyununu izliyordu.
MELO HER MİLLİ TAKIMDA OYNAR
Oyuncu oyuncu maçı değerlendirmeye gelirsek... Galatasaray'da savunma hemen hemen kusursuz oynadı diyebiliriz. Telles tek bir hata yaptı, o da gol oldu. Onun dışında hücumda etkiliydi. Orta alanda Melo, değil Brezilya dünyanın bütün milli takımlarında banko oynayacak kalite ve hırsta olduğunu bu maçta da gösterdi. Selçuk, bu sezonki kötü performansını burada da sürdürdü ama yine de son haftalarına oranla daha iyiydi diyebiliriz. Eboue maç eksiğinin kurbanıydı. Sneijder ise oynayabileceği kadar oynadı. Burak Yılmaz önce bir aynaya bakmalı, sonra da geçen sezonlarda oynadığı maçların videolarını seyretmeli. Sonra da "Burak Yılmaz ben miyim" diye kendine sormalı. Hiç kuşkusuz sahadaki en kötü Sarı-Kırmızılıydı. Drogba, tüm Avrupa Kupası maçlarında olduğu gibi her şeyini sahaya yansıttı. Umut ise niye oyuna girdiğini kendisi de anlamamıştır. Yekta'nın Galatasaray'da her zaman yeri var. Bu maçta da onu gösterdi. Muslera ise şu anda dünyanın en iyi 5 kalecisinden biridir. Her maçta da bunu teyit ediyor.
UEFA BU MAÇI TEKRARLATIR MI?
Türkiye Futbol Federasyonu sahada bir top varken bir oyuncunun elindeki diğer topu atarak oyunu bozmasına, o maçı tekrarlatarak yanıt vermişti. Dün sahada aynı durum vardı. Galatasaray'ın gollük pozisyonunda, daha doğrusu gol olan pozisyonunda Chelsea'li futbolcu elindeki topu sahaya atarak golün geçerlilik kazanmasını engelledi. Eğer UEFA da Türk Futbol Federasyonu gibi haysiyet sorunu yaşıyor ya da futbol dışı mercilerden emir alıyorsa bu maç tekrarlanmalı. Ama ne yazık ki Michel Platini 'tüpçülük'ten değil futbolculuktan geliyor.