Uefa Disiplin kurulunun ardından
Tahkim kurulu da skandal bir karara imza atmıştı. Sürecin başından
beri söyledim. Aziz Yıldırım’ın takımdan gitmesi lazım diye ama 3
Temmuz olayının şike ile uzaktan yakından alakası yok. Bunun
tamamen siyasi bir karar olduğunu biliyoruz. Uefa sürecin
başında Cas davasının çekilmesi konusunda Fenerbahçe ile görüştü.
Devreye Başbakan girdi. Ülke menfaatleri için dava geri çektirildi.
Kupaya katılmadığımız bir yıldan fazla ceza gelmeyecek denildi ama
kimse verdiği sözü tutmadı.
Elbette süreç boyuncu
tarafsız gazeteci(!) kimliği ile kanal kanal
gezen, kahin gibi olacaklar hakkında tahminde bulunan ve her
fırsatta Fenerbahçe düşmanlığı yapan kişiler bu karara çok
üzüldüler. Hala utanmadan gelecek ile ilgili tehdit içerikli
açıklamalar yapmaktan kaçınmıyorlar. Çok net ifade etmeliyim ki bu
kişilerin ajan olduğundan şüpheleniyorum. Amerikan yalakası bu
tipler nedense bazı konularda herkesten önce bilgi sahibi
oluyorlar. Sıra onlara da gelecek.
Uefa bile çarkın içinde savruluyor.
Verdiği kararların gerekçelerinin dayanağı yok. Olayı henüz idrak
edemediler. Kurgulanan oyunun içerisinde kimlerin olduğunu herkes
biliyor. Federasyondaki görevlerini tamamlayan bu kişiler yeni
görevleri ile ödüllendirilmişlerdir. Bu ülkede gizli hiçbir şey
kalmayacak. Herkesin kirli çamaşırları ortaya dökülecek. İşte o
zaman hangi yüzle çıkıp konuşacaklar merak ediyorum.
Henüz her şey bitmedi. Elbette CAS
bir sonuç açıklayacak. İnşallah Fenerbahçe ve Beşiktaş adına güzel
sonuçlar çıkar. Her iki kulübümüzün de aklanacağını düşünüyorum.
Şimdi bu karardan memnun olmayan kişiler lobi faaliyetlerine
başlayacaktır. Bu süreçte kulüplerimiz dikkatli olmalıdır.
Her iki kulübümüze de Avrupa’da
başarılar diliyorum.