ROPÖRTAJ

Engin Fırat'in hedefinde Avrupa var

Türkiye'yi ve Türk Futbolunu yurtdışında temsil eden Türk Teknik Direktör Engin Fırat, açıklamalar yaptı.

Engin Fırat'in hedefinde Avrupa var
Türkiye'yi ve Türk Futbolunu yurtdışında temsil eden Türk Teknik Direktör Engin Fırat, Futbol Plus Dergisinin nisan sayına çarpıcı açıklamlarda bulundu.  
 
Fırat; "futbolumuzun gidişatı iyi değil, sportif anlamda neler yaşandığını hep birlikte görüyoruz." sözleriyle gündemi değerlendirdiği röportajında, futbolumuzun kalitesini artık yabancı futbolcuların performansının belirlediğini ve Milli Takımın kadrosunun bile artık ağırlıklı olarak gurbetçi futbolculardan oluştuğunu belirterek, Fatih Terim'in önümüzdeki süreçte işinin bir hayli zor olduğunu dile getirdi.
 
 Yaşanan doping ve şike olaylarından dolayı yurt dışında, türk sporununun olumsuz etkilendiğini ve bu şekilde de Olimpiyat düzenlemenin bizim için hayalden öteye gitmediğini vurgulayan Fırat'a göre "ne kadar büyük bir bütcemiz olsa da, bunlar sicilimizi bozuyor." sözleriyle içini Futbol Plus Dergisine döktü.  
 
Derginin nisan sayısında yayımlanan çarpıcı açıklamaların detayları:

İran'da lig tamamlanmak üzere, sezonun kısaca bir değerlendirmesini yaparmısınız?
Bu sezon; İran Ligi'nin organizasyon anlamında çok dağınık geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun en önemli sebebi de Dünya Kupası'dır. İran Futbol Federasyonun Dünya Kupası kapsamında yaptığı hazırlıklar nedeniyle ligimiz, çok problemli bir süreç yaşadı. Bu ligin kalitesini bir hayli etkiledi. Yani bazen 3 gün sonra ki programı bile bilemiyorduk. Bu yüzden antreman programımız çok etkilendi. Yani 10 gün de 3 maç oynayıp sonra 21 gün maç yapmadığımız dönemler yaşadık. Diğer taraftan da, bir Türk olarak keşke Türkiye'de Dünya Kupasında yer alsaydı ve böyle problemleri yaşasaydıydı diye düşündüm kendi kendime ve Türk Milli Takımının dünyanın en önemli organizasyonunda yer almamasının burukluğunu yaşadım diyebilirim. Bu sene ligde önemli süprizler olmadı, yüksek bütçeye sahip klüpler ön sıralarda ki yerini aldı. Benim takımım Saipa düşük bütçele aralarına girdi. Benim idaremde ki Saipa Takımı bu ligin en genç ve tecrübesiz takımı olarak yarışa başladı. İran futbolunda bir ilki başardık, çünkü İran da genç oyunculara çok fazla şans verilmiyor. Lig'ın kalitesi de Asya nın en iyi liglerden biri, zaten Asya Şampiyonlar liginde İranlı takımlar yarı final veya final oynuyor. Bu sene Esteghlal yarı finale kadar yükselmeyi başardı.

Arap ülkelerinde veya Çin de ki gibi yüksek rakamlara, ismi dünyaca bilinen yabancı oyunculara sahip değil iran ligi. Bu Ligin kalitesini, bünyesinden çıkardığı İranlı oyuncular belirliyor. Bu sene şampiyonluk yarışı da son hafta ya kadar sürecek. Her sene gibi bu sene de 5 takımın şansı var, yani bu ligde erken kopmaların yaşanmadığını söyleyebilirim. Küme düşme hattı içinde aynı şeyler sözkonusu. 
 
 

Ligin finaline doğru talihsiz bir olay yaşadınız ve çok ağır bir sakatlık geçirdiniz. Ayağı alçılı olarak teknik direktörlük yapmak zorunda kaldınız, zor olmadı mı?

Çok zor oldu. Bu şekilde idmanlara katılamadım.Ama en önemlisi müsabakalarda saha kenarında ki yerimi alamadım. Bu yaşadığım talihsiz olay yani aşil tendonumun kopması, benim için çok zorlu günler anlamına geliyordu. Sakatlığımdan takım çok etkilendi. Beklediğimden daha çok etkilendi. Zaten bu süreçte Asya Ligi yarışından koptuk. Sonuçta Teknik Direktör takımın lideri ve onun boşluğunu yardımcı antrenörler ne kadar iyi niyetli olsa da, dolduramıyor. Şimdi özel bir ayakabı (Vacoped) le ancak yürüyebiliyorum. Tahmin ediyorum 10-15 gün sonra yürümeye başlayabileceğim.

Son haftalarda sizin Türkiye ye dönüşünüz ve transfer dedikoduları Türk ve Dünya basınında basında yazıldı, çizildi. Nedir son durum?

Tabiki doğal olarak benim gibi başarılı bir hocaya teklifler geldi, gelmeye de devam ediyor. Türkiye'den, Arap ülkelerinden ve uzak doğudan teklifler geldi son aylarda. Medya da yazılan tekliflerin çoğu da doğru ama bunların gerçekleşmeleri, o dönem için mümkün değildi. Benim sözleşmem devam ederken, kafama göre çekip gidemezdim. Bu profesyonel bir hareket, bana yakışan bir davranış olmazdı.

Sonra zaten bildiğiniz gibi benim aşil tendonum koptu ve ameliyat olmak zorunda kaldım. Bu süreçte idman dahi yapamadım. Zaten durum yeni bir kulüple anlaşmamı imkansız bir hale getirdi. 12 Nisan İran'da ligler son eriyor ve sözleşmem bitiyor. Ondan sonra da gelen teklifleri tabi ki değerlendireceğim. O tarihe kadar da ayağımla ilgili hiçbir sıkıntım kalmayacak.

Türkiye Ligleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Açıkçası gidişat iyi değil, sportif anlamda neler yaşandığını hep birlikte görüyoruz. Bizde yani İran'da yukarıda belirttiğim gibi kaliteyi yerli oyuncular belirlerken, Türkiye'de özellikle Süper Lig ama 4 Büyük kulübün kalitesini yabancı oyuncuların performansı belirliyor. Gerçekten çok kaliteli yabancı oyuncular var Süper Liginde. Ama Türk futbolcuların genel performansı için aynı şeyleri söyleyemiyorum. Bir alt lig olan PTT 1. Ligi tamamen mücadelenin ön plana çıktığı bir kategoriye dönüştü. Yani futbol adına her iki lig içinde gidişat bence iyi değil. Bunun en önemli sebebi ise alt yapılara yeteri kadar yatırım yapmıyoruz ve iyi futbol eğitimi veremiyoruz.

Bu şekilde devam ettiği sürece Türk Milli Takımı daha uzun süre sorun yaşamaya devam edecek. Fatih Terim'in işini zorlaştıran en önemli unsur bu.

Zaten genç Milli takımlara bakın, büyük bir bölümü gurbetçi oyunculardan oluşuyor. Bu yukarıda izah etmeye çalıştığım asıl sorunu açıkça gösteriyor. Ve de malesef son aylarda türk futbolunda hep olaylar ve kavgalar ön plan çıkıyor. Bu da gidişatın iyi olmadığı, sorunların devam ettiğinin tescili gibi çıkıyor karşımıza.

Potekizli, Brezilyalı hatta ve hatta Hırvat teknik direktörleri dünyanın dört bir yanında çeşitli ülkelerin lig ve milli takımlarının başında görebiliyoruz. Ancak Türk teknik direktörler bu konuda sınıfta kalıyor. Temsil sayısı bir elin parmağı kadar sayıyı geçmiyor, sizce neden?

Bunun bir çok sebebi var. Tabi ki türk hocaların en azından %90'u iyi derecede yabancı dil bilmiyor, öğrenmeye de çalışmıyor.Bu en önemli eksik gibi görünse de bence asıl sorun öz güvenden kaynaklanıyor.

Kendini geliştiren ve kendi yeteneğine inanan yurt dışında da başarılı olabilir. Ama yurt dışında hocalık yapabilecek CV'e sahip türk hocaların çoğunun daha kolay gibi görünen bir seçenek olan Türkiye Ligini tercih ettiğini görüyoruz.

Ve de Türkiye'nin de sistemi buna müsait, yani hem çok ciddi paralar ödeniyor ki -bu paraları sizin saydığınız portekiz, hirvatistan veya brezilya da yerli hocalara hiç kimse vermez- hemde rekabet sistemi yok Türkiye de. Başka ülkelerde 2 defa başarısız (eskiden başarılı olduğu halde) olan hoca bir daha teklif gelmez bunun sonucu olarakta bu isimler şansını yurt dışında dener. Çünkü arkadan yeni nesil hocalar geliyor. Türkiye de 10 takımla üst üstte başarız olan hoca yinede takım buluyor. O zaman yurt dışı gibi düşüncesi de olmaz tabi ki. Çünkü Türkiye deki rekabetsiz ortamı nerede bulacak. Yurt dışında takım çalıştırmak isteyen teknik direktörlerin öncelikle performansına bakılıyor.

Bülent Uygun'un Katar gitmesine çok sevindim, zaten Bülent'in öz güveni çok yüksek ve bunun devamında da başarılı olacak. Umarım Tolunay Kafkas da yurt dışına açılır. Yeni nesil bunu başaracak kapasite de bence.

Yardımcılarınız arasında Türk var mıydı?

Evet, hep başka bir türk hocayı yanımda yabancı ülkede tecrübe kazanma şansı veriyorum. Şu an Şener Akay yanımda. Ondan önce Yozgat ve Ünye çalışan Şenol Kaba ile çalıştım. Yanımda muhakkak bir yardımcı mı Türk olarak belirliyor ve ekibime dahil etmeye çalışıyorum.

İran futbolu hakkında neler düşünüyorsunuz, yetenekli futbolcuların de İran futbol altyapsının durumu hakkında neler söylersiniz?

İran futbolu türk futboluna benziyor. Yani performanstan ve profesyonellikten önce şov çok ön planda. Alt yapıya yatırım yapılmıyor gibi bir çok benzerlik var. Ama açikcası İran, Türkiye'den daha yetenekli gençlere sahip. Zaten geçen sene İran ın U-22 Milli takımı Türk A-2 Milli takımını çok rahat geçti. Başka bir ülkede çalışırsam İranlı oyuncuları muhakkak yanıma alırım.

Örnek veriyim, ben bu sene takımımında 21 yaşındakı Kaveh Rezaie oynatmaya başlattım, şu an ona Türkiye dahil bir çok ülkeden teklif geliyor, hatta Asya'nın bu yaş grubunda en yetenekli forveti diyebilirim. Onu hiç düşünmeden her yere götürüm. Oyuncunun yeteneğine ve karakterine güveniyorsanız heryerde yanınıza alırsınız. 

Şike, teşvik ve doping vs. Bu konulara ve türk sporuna etkileri dış basında nasıl yankılandı?

Türk Sporu için ciddi darbeler bunlar. Aslındaki sorun hep hatalarımızı düzeltmeye çalışmak yerine, hatalarımızı savunmak veya yok kabul etmek oluyor. Bundan dolayı yurt dışında; türk sporuna olumsuz bakmaya başlıyorlar. Bu şekilde de Olimpyat düzenlemek bizim için hayalden öteye gitmiyor. Ne kadar büyük bir bütcemiz olsada, bunlar sicilimizi bozuyor.

Bizim kendi insanımız bile bunları görünce spordan soğumaya başlıyor. Hep olumsuz haberler, hep kavgalar, hep suçlamalar havada uçuşuyor, spora futbolu konuşmaya oynamaya zaman ve fırsat kalmıyor.

Buna Türk Futbolunda yaşanan taraftar şiddetini ve bunu savunan klüp yöneticlerini de ilave edebilirsiniz. 

Bunun için nasıl tedbirler alınmalı? 

Art niyetin tedbiri nasıl olsun ki ? Sporun içinde sporla alakası olmayan bir çok insan var. İşe önce bunları temizlemekten başlamalıyız.

Sezonu kendi açınızdan nasıl değerlendirirsiniz?

Benim için sezon çok iyi geçti. Çok büyük risk alarak çok genç ve tecrübesiz bir takım kurdum. Çoğu oyuncu ya 2. lig den ya da alt yapıdan seçtim, aldım. Bu sene 4 oyuncum ilk defa A Milli takıma gitti.

Yani bu sene hem çok iyi futbol oynadık hemde iran futboluna 9 tane 22 yaş altı oyuncu kazandırdım. Saipa'nın geleceğini kurtardık ve aynı anda oyuncuların değerini maddi anlamda da beşe katladık. Belki bu sene bir Kupa kazanmadım ama İran Liginin en başarılı yabancı hocası olarak gösteriliyorsam, bu bile bir kupaya eşdeğerdir diye düşünüyorum.

Zaten bunun devamında da teklifler almaya başladım. Ve gelecek sene açıkcası ilk hedefim Avrupa da bir takım çalıştırmak olacak. Tayfun Korkut'un Hannover 96'ın başına gelmesine çok sevindim . Benimde Avrupa'ya konsantre olmam gerektiğini düşünmeme yol açtı. Tabi ki Türkiye vatanım ve orada da çalışmak isterim ama ilk tercihim Avrupa olacak.

İran dan bir çok klüpten teklif var ama açıkcası İran da yeterince görev aldığımı düşünüyorum. Yeni hedefler lazım bana. Uzak doğu da futbol çok gelişiyor ve bu benim de ilgimi çekmeye başladı. Arap ülkelerinde de imkanlar genişledi ve cazip hale geldi. Kısaca benim kafama yatan heryerde çalışabilirim.

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER