Bu darbe değil de ne?

Fenerbahçe, Mehmet Ali Aydınlar Federasyon’unda sergilenen pasif tutumun cezasını çekmektedir. 3 Temmuz döneminde Fenerbahçe haklı olduğu halde haksız gösterilmiştir.

Uefa ile yapılan yazışmalarda Federasyon Başkanından gizli işler çevrilmiştir. Yanlış tercümeler yapılmıştır. Uefa yetkililerine yanlış bilgiler verilmiştir. Mahkemelerin futbola karışma hakkı yoktur. Türkiye Futbol Federasyon’u ligleri tescil etmiş ve 2010-2011 şampiyonu Fenerbahçe demiştir.

Bu saatten sonra Uefa kime ne maksatla ceza verebilir?

Çok net söylüyorum Uefa eğer ceza verirse kendi kurallarına riayet etmediği anlamına gelmektedir. Uefa sadece Federasyonların kararlarını uygulayabilir. Hiçbir Federasyonun iç işlerine karışamaz.

Ülkemizde anlama kıtlığı çekenler olabilir. Tekrar etmekte fayda var. 2010-2011 şampiyonu Fenerbahçe’dir. Şampiyonluk kupası kulüptedir. Görmek isteyen, hatıra fotoğrafı çektirmek isteyenler Stadyum içerisinde bulunan müzeyi ziyaret edebilirler. O kupanın yeri değişmeyecektir.

Fenerbahçe 3 Temmuz döneminde kaliteli oyuncularından mahrum oldu. Oyuncular hapse atılmakla tehdit edildi. Yanlış ifade vermeye zorlandılar.

Şimdi Fenerbahçe yeni bir hoca ve yeni transferlerle Avrupa ve ligde büyük hedefler koyarak yola çıkmıştı ki yine birileri düğmeye bastı. Alper ve Bruno transferleri yapıldı. O oyuncuların yerinde olsanız ne düşünürdünüz?

Ya da siz Oscar Cardozo olsanız ve kulüple anlaşmış olsanız, şu Uefa açıklamasından sonra imza atar mısınız yoksa beklemeye mi geçersiniz?

Kusura bakmayın ama bu işlerin art niyetli yapıldığını düşünüyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü bu olayların ardından CAS davası açmalıdır. Büyük bir camia ile alay eder gibi durmadan gündemde tutarak sportif anlamda aldığı ve alacağı başarılara gölge düşürmek kimsenin haddine değildir. Ayrıca olayların bu safhaya gelmesinde parmağı olan o dönemki Federasyon yetkilileri hakkında da soruşturma açması gerekmez mi?

Bu ülke çok darbeye şahit oldu.

Bu ülke kendi başbakanının asılmasına şahit oldu.

Bu ülke kendi Cumhurbaşkanının zehirlenmesine şahit oldu.

Bu ülke, demokrasiyi sandıkta aramak yerine hükümeti devirmek için Almanların, İngilizlerin ve İsraillilerin oyununa gelip sokaklara döküldü.

İşte bu ülkede huzuru bozmak adına insanların en tutkulu oldukları futbol üzerinden de darbe yapmak istiyorlar. Futbol ellerinde büyük bir kozdur. Bir takımın taraftarlarını sokağa dökmek, onların kaos ortamı oluşturmasına zemin hazırlamaktır. Bitmek üzere olan taksim olaylarına yeni bir kıvılcım çakmaktır. Orada birlikte olan Fenerbahçeli, Galatsaraylı ve Beşiktaşlı taraftarları birbirine düşürmektir.

Umarım bu oyuna gelmeyiz.